KILIKYA – Türkiye’nin işgal saldırıları üzerine Sincar dağlarındaki Êzidîlerden Araplara, Kuzey Suriye Federasyonu’ndaki farklı inanç ve gruplardan on binlerce insan sel olup, Efrin’e aktı. Farklı halklardan on binlerce insan ellerinde zeytin dalları ile ulaştıkları Efrin’de direnişi sahiplendi

19’uncu gününe ulaşan TSK ve bağlı ÖSO güçlerinin Efrin’e yönelik işgal saldırısına direnen Efrin halkıyla dayanışma amacıyla, Kuzey Suriye Federasyonu kentlerinden ve Federe Kürdistan Bölgesi ile Şengal’den on binlerce insan dün kente ulaştı. Şengal, Süleymaniye, Dirbesiyê, Ebûrasin, Tiltemir, Amudê, Qamışlo, Derîkê, Rêmalan, Serêkaniyê’den on binleri bulan her inanç ve etnik yapıdaki insanlar, geçtiğimiz Pazar günü, oluşturdukları özgürlük konvoyu ile Efrin’e doğru yola koyuldu.

Bu tarihi yolculuğu Mezopotamya Ajansı (MA) Şengal’den Efrin’e kadar takip ederek neler yaşandığını derledi.

Yaklaşık 500 araçlık konvoy ve on binlerin oluşturduğu insan selinin yanısıra konvoya dahil olan hemen hemen her araca, Efrin’in zeytin diyarı olmasının yanı sıra Türkiye’nin Efrin’e yönelik işgal saldırısına “Zeytin Dalı Operasyonu” adı vermesi sebebiyle zeytin dalları takıldı. Konvoyda yer alan araçlara yine Erdoğan ve Türkiye’ye yönelik Arapça ve Kürtçe kınayıcı sözler, Erdoğan ve bir DAİŞ üyesini tek surette resmeden afişler, hava saldırılarında katledilen sivillerin resimlerinin yanı sıra yaşamını yitiren YPJ’li Avesta Xabûr ile ÖSO güçlerince cenazesine işkence yapılan YPJ’li Arîn Kobanê’nin posterleri asıldı.
Bunlarla birlikte yine PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın posterleri en çok göze çarpan kareler arasında yer aldı.

Êzîdiler özgürlük için yollarda

Efrin’e destek yürüyüşüne Şengal Demokatik Özerk Meclisi’ne ve kurumlarına bağlı yaklaşık 100 Êzidî de katıldı. Êzidîlerin Efrin yürüyüşüne katılması tarihi bir dipnot, zira daha önce maruz kaldıkları baskı ve katliamlardan dolayı kendi içlerine kapanan Êzidîler, ilk kez örgütlü bir şekilde böylesi bir yürüyüşe katıldı. Xanesor’dan itibaren büyük bir coşku ve moralle Efrîn yolculuğunu tamamlayan Êzidîlerden biri olan Sinûnê Halk Meclisi üyesi 55 yaşındaki Şero Gullî, Efrin’deki Êzidilere, Kürtlere ve diğer inançtaki halklara bir nefes olmak için yürüdüklerini söyledi. Gûllî, “Onlar da özgürlük istiyor, biz de” dedi.

 

‘Erdoğan’ın DAİŞ’ten bir farkı yoktur’

Amûdê Aydınlar Birliği Kurumu ile Rojava Üniversitesi Tiyatro Bölüm hocası Beşîr Naaf da, saatler süren bir yolculuktan sonra ilk ana durak olan Tiltemir’e ulaşan yürüyüş gönüllülerinden biri. “Efrin çok tarihi bir yer ve ayrıca Suriye’deki temel kültürün merkezi konumundadır” diyen Naaf, böyle bir yerin savunulmasının tüm insanların görevi olması gerektiği düşüncesinde.
Yürüyüşe katılanlardan Kezwan Dağı hattı köyleri Eşbaşkanı Eliya Mamo El İsa, düşüncelerini, “Erdoğan’ın DAİŞ’ten bir farkı yoktur. Erdoğan tıpkı DAİŞ gibi sivilleri bombalıyor ve bugün Efrin’i işgal etmek istiyor. Biz de Arap temsilciler olarak bunu reddediyoruz” sözleriyle açıkladı.

‘Efrîn ve Kobanê birdir’

Tıl Temir’den sonra kitlenin ikinci durağı Kobanê oldu. Efrîn yürüyüşçüleri Kobanêlilere DAİŞ’in kente yönelik saldırılarını hatırlattı. Kobanêliler bu yüzden tepkilerini sıklıkla “Efrîn ve Kobanê birdir. DAİŞ ve Erdoğan birdir” sloganlarıyla gösterdi. Mitinge dönüşen bu buluşmanın sonrasında Efrîn yürüyüşçülerini evlerinde ağırlayan Kobane halkı, ertesi gün hep birlikte Minbiç’e doğru yola çıktı.

Kent çıkışında Rojava İnsani Kuruluşu’nun (RAP) ekmek, helva, balık ve salamdan oluşan konserve ile su dağıttığı kiyleye yol boyunca Rojava Asayişi, Operasyon birlikleri, Trafik polisleri ile birlikte Heyva Sor’un ambulansları eşlik etti.

Yüzlerce araç ve on binlerce insanın Efrin’e destek vermek için çıktığı yolda geçilen her köy ve kasabada büyük bir coşku hâkimdi. Zafer işaretleri ile Efrin yolcularını karşılayan yerel halk, kendi dillerinde Erdoğan ve Türkiye devletine öfkesini haykırdı. Konvoy, nüfusunu büyük bir oranda Arap halkının oluşturduğu Minbiç’tan geçerken “Sincar dağlarından Êzidîler’de burada” anonsu yapılması tüm konvoyu bekleyen Minbiç halkı tarafından alkışlandı.

 

Ve konvoy Efrin’de

Konvoyu birçok ülkeden yabancı basın mensupları da takip etti. Minbiç’te yeni katılımlarla büyüyen konvoy, Suriye rejiminin kontrol ettiği topraklardan Halep’e geçti. Suriye rejiminin devasa konvoyun gündüz saatlerine Efrin’e ulaşması ile ortaya çıkacak görüntüden duyulan korku ve endişe nedeniyle konvoy bir süre bekletildi.

Halept’te saatler sonra geçişe izin verilmesi nedeniyle kitle, Efrin’e gece saat 4 sularında giriş yaptı. Kente giriş sırasında Efrinliler yol boyunca ateşler yakarak, ellerinde zeytin dalları ve sloganlar atarak yürüyüşçüleri karşıladı. Kent merkezinden büyük bir kitle, davul ve zurnalarla karşılanan Efrin yürüyüşçüleri ile Efrin halkı bir süre yürüdü. Kobanê’den 22 saatte Efrin’e varan kitle, kent sakinlerince evlerinde misafir edildi.

 

‘Erdoğan halkların yakasından düşsün’

Ertesi gün ise, Türkiye’nin ve bağlı ÖSO’nun saldırıları kent merkezinde saat 11’de düzenlenen görkemli bir miting ile kınandı. Ardından da top atışlarının yoğun yapıldığı Cindêrê’ye yüründü. Yürüyüşte Arap ve Kürt nüfusun birlikte yaşadığı Cinderês’te sık sık “Wehid Wehid Ereb û Kurd Wehîd (Birdir birdir Kürt ve Arap birdir)” sloganları atıldı.

Saldırıların hedefi olan Qastel Cindo’dan Efrîn merkeze gelmek zorunda kalan ve 3 aile ile birlikte bir evde yaşamlarını sürdüren Êzidî Cafer Cafer (57), duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Özellikle Êzidîlerin gelmesi bizi çok duygulandırdı ve bize umut verdi. Kötü kalpli Erdoğan DAİŞ eli ile Ezidîleri Şengal’de bitiremedi, şimdi burada yok etmek istiyor. Erdoğan bugün var yarın yok ama biz halk olarak hep varız.”

Cindêresê ilçesine bağlı Hemamê köyünden saldırılardan dolayı Efrin’e yerleşen Ferîd Ezîz (55) ise, “Erdoğan, İslam’ın adı altında DAİŞ çetelerinden arta kalanlarla bize saldırıyor. Ben de Müslüman’ım, Müslümanlık bu mudur? Erdoğan artık halkların yakasından düşsün” sözleriyle düşüncelerini ifade etti.

‘Bu topraklar ve ülke bizim’

18 yaşındaki Efrinli Rengin Mihemed ise, “Fakat Erdoğan’ın gözleri sadece toprağımızda değil, Kürt halkının yok edilmesinde. Önderliğimizi yıllardır zindanda tecrit altında tutuyorlar, bu da bunu gösteriyor. Şimdi de buradan, Efrin’den tüm Kürt halkına savaş açmış durumda. Bizler toprağımızdan çıkacak değiliz. Bu kadar şehit veren Efrîn, Kürtlerindir, burası Çiyayê Kurmênç’tir. Bu topraklar ve ülke bizim.”

MA / Selami Aslan