Tarihi Sason bölgesinde M.Ö.7.yüzyıldan M.S.11.yüzyıla kadar hüküm sürmüş olan hanedanlığın kısa bir tarihçesi…

 “Sasunlular, aileler halinde ayrı evlerde otururlar, bu evler birbirinden o denli uzaktır ki, en güçlü kuvvetli adamlardan biri en yüksek yere çıkıp var gücüyle haykırsa, sesini duyan biri güçlükle çıkar… Beslenmek için ekecekleri tohum pek azdır, bunların başında darı gelir. Darıdan yaptıkları yiyeceğe kıtlık günlerinde  “ekmek” diyenler vardır. Sık ağaçlı yerlerde ekim yapar, toprağı çapalayarak kazar ve ayaklarıyla sulama kanalları açarlar. Çıplaklıklarını yün yapağılarla örter ve keçi derisinden yaptıkları çizmeler giyerler. Silah olarak mızrak yapar ve dağlarda gezen vahşi hayvanlardan korunmak için yanlarından ayırmazlar. Ama toprakları düşman saldırısına uğradığında, bu dağlılar, tek vücut olup, prenslerinin yardımına koşarlar, zira prenslerine son derece sadıktırlar…”

  1. yüzyıl Tarihçisi Tovma Artzruni

 Yazı ve Arşiv: Behcet Çiftçi

BATI ERMENİSTAN – Sason Krallığı, M.Ö.7. yüzyıldan M.S.11. yüzyılla kadar varlığını devam ettirmiştir. Bu zaman aralığında bölgeye hâkim olan güçlü devletlere rağmen coğrafi konumu sayesinde bağımsız kalmayı başarabilmiştir.

Sasonluların Senharib (Senekerim) veya Sanasır soyundan olduklarını söyleyen gelenek ile birlikte Sason krallarının taşıdıkları isimler de dikkat çekicidir. Bu geleneğe göre Sanasar (Şaraser), M.Ö.7. yüzyılda Sason’a gelip yerleşir ve Sanasunk hanedanlığını kurar.

Mayyafarkin ve Amid Tarihi adlı kitabında İbnü’i Ezrak, 9.yüzyıldaki Sason krallığından “Senasineler” ve hükümdarından da “Senharib” diye bahsetmektedir. Aynı şekilde Şerefname’nin yazarı Şeref Han’da Sason’un İslam ordularınca 649 yılındaki fetihlerinde Muş ve Sason kralının “Senasır” olduğunu ve Muş isminin de Senasır’ın oğlu “Muş”tan geldiğini belirtir.

Sason bölgesi, 428 yılına kadar Sanasar’ın soyundan geldiklerine inanılan Arşakunilerin hâkimiyetinde kalmıştır. Bu tarihten sonra Artzruni hanedanı Sason bölgesine hâkim olmuştur. Arşakuni hanedanlığının çöküşünden sonra Sason, doğal konumu sayesinde özerkliğini korumaya devam etmiştir.

5.yüzyıldan itibaren Mamigonyanlar Sason ve Muş bölgesine hâkim olur. İslam ordularının fetihleriyle birlikte Sason bölgesi 7. ve 10. yüzyılları arasında Sasonlular ile Müslümanlar arasında bitmek bilmeyen savaşlara neden olur. Abbasilerin yoğun saldırıları karşısında 851-853 yılları arasında Mamigonyanlar, Sason’u üs olarak kullandı ve Sason’un dağ halkı mücadeleye devam ederek Arap saldırılarına karşı büyük bir direniş gösterdi.

Mamigonyan sülalesinin bir devamı olan Tornigyanlar, 8.yüzyılın sonlarında Sason’da hüküm sürdü ve komşu Taron Bölgesi’nin Bagratuni yöneticileriyle işbirliği yaparak Arap karşıtı mücadeleyi yönetti. Sason, Taron Beyliği bünyesinde, 885 yılında Bagratuni Ermeni Krallığı’na dâhil oldu. Bagratuni yönetiminin bölgedeki etkisi 966 yılında Bizans İmparatorluğu tarafından büyük bir oranda ortadan kaldırılır. Buna rağmen Tornigyanlar, Sason’daki mevzilerini korumaya devam etmiştir.

Hatırlatalım ki, 29 Aralık 1917 tarihinde, Sovyet Rusya’nın Halk Meclisi Konseyi tarafından kabul edilen “Türkiye Ermenistan’ı Hakkında”ki (Batı Ermenistan) kararnameyle Ermenilerin tam bağımsızlığa kadar varabilecek kendi kaderini tayin hakkını tanıdı. Batı Ermenistan’ı ayrıca 19 Ocak 1920 tarihinde Paris Konferansında Müttefik Devletler Yüksek Konseyi de facto ve 11 Mayıs 1920 tarihindeki San-Remo Konferansı sırasında ise bağımsız ve egemen bir devlet olarak de jure tanındı. Sınırları, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Woodrow Wilson tarafından 22 Kasım 1920 tarihinde çizilmiş olmasına rağmen, Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BMT) bunu Türkiye’nin işgali sebebiyle tanınmaktadır.

Batı Ermenistan Devleti, Türkiye tarafından esir alındığı için “BMT” tarafından tanınmadığını zorunlu olarak hatırlatırız.

1894’ten 1923 yıllarına kadar Batı Ermenistan’ın işgal altındaki topraklarında yerli otokton Ermeni halkı üç Türk hükümetleri tarafından Soykırıma uğratıldığın da ayrıca hatırlatırız.

WAN