Dumlu Mahallesi kırsalında, Urartu Krallığı dönemine ait olduğu tahmin edilen kaya mezarları, tapınak ve yerleşim alanı ile 50 metre derinlikte açılan su tüneline rastlandı.
ERZURUM-Yunus Okur
Batı Ermenistan’ı (Karin) Erzurum‘un tarih ve kültürünü inceleyen araştırmacı yazar Ömer Faruk Kızılkaya, Dumlu Mahallesi kırsalında definecilik yapıldığı duyumu üzerine, burada tarihi yapıların olabileceği düşüncesiyle bölgede inceleme yaptı.
Kırsal alanda geniş çaplı inceleme başlatan Kızılkaya, bölgede antik dönemlere ait kaya mezarları, tapınak, yerleşim alanı ve su tüneli saptadı. Kızılkaya, bölgenin koruma altına alınması için İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne başvurdu.
AA muhabirleriyle bölgeye giden Kızılkaya, kaya mezarlarının olduğu yerde bulunan, o dönemde insanların kayayı oyduktan sonra yerin 50 metre altından su ihtiyaçlarını karşıladığı mağaraya indi.
Tüm tedbirleri alan Kızılkaya ile AA ekibi, tırmanışta kullanılan emniyet kemerlerini taktıktan sonra, halat yardımıyla bölgeye iniş yaptı. Yaklaşık 15 metrelik dik inişin ardından aşağıya eğimli dar mağarada zorlu yürüyüş gerçekleştiren ekip, suyun kaynağına ulaştı.
“Bir kral mezarının olduğunu düşünüyoruz”
Kızılkaya, yaptığı açıklamada, kaya mezarları, tapınak alanı ve bölgedeki kalıntıların Urartu Krallığı dönemine ait olabileceğini belirtti.
Bölgedeki kaya mezarlarına dikkati çeken Kızılkaya, “Kaya mezarları, krallar veya halk tarafından çok önemsenen kişilerin cenaze işlemlerinin yapıldığı yerdir. Burada bir kralın ya da yöneticinin veya din adamının kabrinin olduğunu düşünüyoruz.” dedi.
Kaya mezarlarının bulunduğu üst tarafta bir yerleşim yeri olduğuna dair kalıntılara rastladığını belirten Kızılkaya, bölgenin ciddi anlamda incelenmesi gerektiğini dile getirdi.
Bölgenin defineciler tarafından tahrip edildiğini anlatan Kızılkaya, “Burası antik dönemlere ait önemli bir alan. Ayin yapılan bir alan. Kaya mezar görüntüleri karşımıza çıkıyor. Buraların koruma altına alınarak, ciddi bir araştırma yapılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Hatırlatalım ki, 29 Aralık 1917 tarihinde, Sovyet Rusya’nın Halk Meclisi Konseyi tarafından kabul edilen “Türkiye Ermenistan’ı Hakkında”ki (Batı Ermenistan) kararnameyle Ermenilerin tam bağımsızlığa kadar varabilecek kendi kaderini tayin hakkını tanıdı. Batı Ermenistan’ı ayrıca 19 Ocak 1920 tarihinde Paris Konferansında Müttefik Devletler Yüksek Konseyi de facto ve 11 Mayıs 1920 tarihindeki San-Remo Konferansı sırasında ise bağımsız ve egemen bir devlet olarak de jure tanındı. Sınırları, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Woodrow Wilson tarafından 22 Kasım 1920 tarihinde çizilmiş olmasına rağmen, Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BMT) bunu Türkiye’nin işgali sebebiyle tanınmaktadır.
Batı Ermenistan Devleti, Türkiye tarafından esir alındığı için “BMT” tarafından tanınmadığını zorunlu olarak hatırlatırız.
1894’ten 1923 yıllarına kadar Batı Ermenistan’ın işgal altındaki topraklarında yerli otokton Ermeni halkı üç Türk hükümetleri tarafından Soykırıma uğratıldığın da ayrıca hatırlatırız.