Tamer Çilingir
1894-1908…
1909 1911…
1914…
24 Nisan 1915…
1916…
19 Mayıs 1919…
1920…
1921…
1922…
1923…
Yeryüzünde başka bir benzeri var mıdır, takvim yapraklarının her birinin üstelik de yüz yılı aşarak, cümle kurmaksızın büyük bir vahşeti; soykırımı anlattığı başka bir örnek?
24 Nisan 1915’i en iyi kim anlatabilir? Hangi tarihçi, hangi biliminsanı, hangi sosyolog, hangi siyasetçi 24 Nisan 1915’i anlatabilir bize?
Ya rakamları; rakam değil, insan olan rakamları kim anlatabilir?
Otuz bini, ikiyüz bini, yüz bini, bir buçuk milyonu, ikiyüzelli bini, üçyüzelliüç bini, sekizyüz bini kim anlatabilir? Üç milyonu kim anlatabilir? Ya bir milyon iki yüzelli bini? Bir çırpıda dudaklardan dökülen, satırlara sığan bu rakamları, rakam değil insan olan bu rakamları kim anlatabilir?
Yüzyılı, yüzyıldan fazlasını hatta, yüzyirmibir yılı kim anlatabilir?
Tarih yüz yıldır dondu bu topraklarda; takvim yüzyıldır aynı yaprağında duruyor.
Tarih yüz yıldır dondu dünyada…
Abdülhamit’i, Talat’ı, Enver’i, Cemal’i, Mustafa Kemal’i kim anlatabilir?
’’Türkiye Türklerindir’’i kim anlatabilir bana? Boğazlanmış doktorları, eczacıları, idam edilmiş sanatçıları, gazetecileri, mimarları, futbolcuları, en az beş dil bilen öğrencileri, kurşunlanmış genç erkekleri, genç kadınları, diri diri yakılan kadın, erkek, genç, ihtiyar köylüleri, baltayla kafası kesilen din adamlarını kim anlatabilir bana?
İki bin beş yüz yirmi sekiz Ermeni Kilisesini, dörtyüz elli bir ermeni Manastırını, iki bin Ermeni okulunu, bin yüz yetmiş beş Pontoslulara ait Rum Kilisesini, dokuz yüz seksen iki Pontos Rum okulunu kim anlatabilir mesela? Küçük Asya’daki binlerce Rum okul ve kilisesini, Süryanilere ait yüzlerce okul ve kiliseyi kim anlatabilir bana?
Mezarsız milyonlarca insanı kim anlatabilir? Teşkilat-ı Mahsusa’yı, Topal Osman’ı, İpsiz Recep’i, Merkez Ordusu’nu, Sakallı Nurettin Paşa’yı kim anlatabilir?
Dere kenarlarında öldürdülen yiğit delikanlıları; kocalarının gözlerinin önünde tecavüz edilen saçlarının teline dokunmaya kıyamadıkları kadınları Zalim ağaların haremlerine alınan genç kızları, küçücük çocukları kim anlatabilir?
Ya yıllar boyu kan akan dereleri? Peki geride kalanları anlatabilir mi birisi?
Ölmeyenleri, öldürülmeyenleri (!) Suçluları değil; suçsuz olduğunu sananları; bütün bu olup bitene yalan diyenleri değil, bunları hatırlamayı yanlış bulanları; ırkçıları, zalimleri, faşistleri değil, halktan yana olduğunu söyleyenleri…
Velhasılı kelam biri bana soykırımı anlatabilir mi?
http://devrimcikaradeniz.com/24-nisan-1915-tarih-yuz-yildir-dondu-bu-topraklarda-bunu-bize-kim-anlatabilir/