
Tarihçi Ruben Şukhyan yazıyor: “İlginç bir harita։ İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra SSCB’nin Türkiye’den toprak talepleri.
Farklı gerçekleri ve olayları birleştirerek, ilgilendiğimiz tarihi gerçeklerin eksiksiz, nesnel bir resmini bulabilmek için tarihin kapsamlı bir şekilde anlaşılması gerekir.
19 Mart 1945’te, Nazi Almanyası’nın yenilgisi önceden belirlendiğinde ve 2. Dünya Savaşı Avrupa’da sona ermek üzereyken SSCB, 17 Aralık 1925’te imzalanan ve o sırada türünün tek örneği olan, aslında 1921 Moskova’nın Rus-Türk antlaşmasının yerini alan Sovyet-Türk antlaşmasını feshetti.
SSCB’nin resmi açıklamasında, “İkinci Dünya Savaşı yıllarında meydana gelen köklü değişikliklerin bir sonucu olarak, bu anlaşma artık yeni duruma tekabül etmiyor, ciddi bir iyileştirme gerektiriyor.”

SSCB Dışişleri Bakanı Molotov, Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Sarper’e, Boğaz ve Çanakkale Boğazı’ndaki SSCB-Türkiye sınırının yasal statüsünde değişiklik yapılması gerektiğini bildirdi.
Sarperin, “bazı değişikliklerin” Türkiye’nin doğu bölgeleri olan Kars ve Ardahan’a uygulanıp uygulanmadığı sorusunu Molotov doğruladı: “Evet, eski adaletsizliklerin kaldırılmasını kastediyorum.” Türk büyükelçisi ise, 1921 Moskova Antlaşması’nın Sovyet Rusya’ya hiçbir şekilde empoze edilmediğini hemen ekledi.
Neyse, Nisan 1945’te, Kremlin’in görevini yerine getiren Sovyet Ermenistan Dışişleri Bakanı Sahak Karapetyan, Türkiye’de yeni SSCB sınırlarının yayılması için üç seçenek hazırladı.
Birincisi, Kars bölgesi, Ardahan ve Surmalu vilayetinin SSCB’ye iade edilmesi, diğer bir deyişle 1914 Rus-Türk devlet sisteminin yeniden kurulması idi.

İkincisi, 1878’de Ayastefanos Antlaşması ile Rusya ile Türkiye arasında tesis edilen şartları yeniden tesis etmek; yani, Kars bölgesine ek olarak, Alaşkert vadisini Bayazet kenti ile Sovyet Ermenistan’ına iade etmek.
Üçüncüsü, Kars bölgesi, Surmalu ilçesi ve Alaşkert vadisine ek olarak, 1945’te SSCB’nin müttefikleri olan Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Fransa tarafından 1920’de Ermenistan’a verilen altı Ermeni vilayetinden üçünü-Karin-Erzurum, Van ve Bitlis’in iade edilmesi.
Bize göre, burada önemli olan, 3. versiyonda SSCB’nin Sevr Antlaşması ve Wilson’un hükümleri ile tanımlanan toprakları fiilen ‘ele geçirme’ girişiminde bulunmasıdır, ama bu ayrı bir hikaye.”

“ARMENOSİD’i Unutma, Unutturma”