Batı Ermenistan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Armenak Abrahamyan, Batı Ermenistan’ın zorluklarını dile getirip, güvenlik sorununu birincil sorun olarak belirterek, yurtdışındaki Ermenilerle birlikte bütünsel Ermenistan devletinin yeniden kurulmasını teklif etti.

Konuşmanın amacı, uygun çözümler önermek için mevcut durumu anlamak. Devlet Başkanı yerli (otokton) olma durumunu birleşmek için bir köprü olarak kullanmayı önerdi, çünkü soykırım ARMENOSİD’den sonra Ermeniler ile anavatan arasındaki bağ koptu ve Ermeniler yerlilik statüsünü ancak dil ve kültür sayesinde koruyabilmiştir.

Tarihe kasıtlı olarak yapılan tahrifatların soykırıma yol açtığını, bu sürecin bugün de devam ettiğini, dolayısıyla Ermeni milletinin yanlış kararları, çalışmaları ve yalanlara güç vererek kendini öldürdüğünü de kaydetti. Zira Ermeniler bugüne kadar doğru ve adil bir şekilde devletlerini yeniden kuramadılar.

Batı Ermenistan Devlet Başkanı Abrahamyan, zorlukların kriz ve problemlerden kaynaklandığını, tarih, kimlik ve öz benliğimiz ile ilgili problemlerin olduğunu da belirtti. Yerlilik (otoktonluk) özümüzü anlamamıza yardımcı olur ve bu öz benliğimiz bugün siyasetimizi şekillendiriyor.

“Yerliliğimize bağlı tabiatımızı kabul etmezsek ve kendimizi bir topluluk, cemaat, dini azınlık veya devletimizle ilgisi olmayan herhangi bir statüde sunarsak adım adım kendimizi yok ederiz. Dünyanın her yerinde Ermeni merkezleri var, ama bu merkezler acaba, devleti korumak için ortak çıkarlarımızı temsil ediyor mu? Her cemaat sadece kendini koruma ile ilgileniyor.

Bu, tarih ve öz benliğimizle ilgili bir başka kritik meydan okumadır. Tarihin çarpıtılmasıyla ilgili bir başka krizimiz daha var, mesela soykırım ARMENOSİD’in Batı Ermenistan’ın kendi topraklarında gerçekleştirildiğini, Adana ve Hamidiye katliamlarının soykırımın bir parçası olduğunu belirtmiyor ve soykırımın sadece 1915’te başladığı söyleniyor.

Ancak soykırım ARMENOSİD; devletimizi geri getirmemek ve uluslararası süreçlerde haklarımızı korumamak için Türk organizatörleri tarafından bugüne kadar yürütülen kesintisiz bir süreçtir.

Türkiye’nin Ermenilere uygulanan soykırım ARMENOSİD’i tanıması çok önemli, ancak tanınması ve tazmin edilmesi için Türkiye’den resmi bir talepte bulunulmadı. Diğer sahte tez ise Batı Ermenistan Ermenilerinin olmadığı. Burada şu soru ortaya çıkıyor: biz yok muyuz yoksa kendimizi Batı Ermenistan Ermenileri olarak sunma hakkımız mı yok?

İlk önce, biz varız ve haklarımızı koruma hakkına sahibiz. Biz bu sahte tezleri kabul etmiyoruz, kimliğimizi biliyoruz ve Ermenistan Cumhuriyeti’nin yüzde 60-70’inin Batı Ermenistan’ın evlatları olduğunu söyleyebiliriz.

Böyle yanlış tezler bize yol gösterirse, Ermeniler intihar yolunu tutacak, fakat, Batı Ermenistan bu yolda yürümeyecektir.

Şu anda böyle bir krizin içindeyiz çünkü henüz istediklerimizi hem halka hem de dünyaya doğru şekilde sunamadık. Yabancılar, Ermenilerin ne istedikleri ve hangi temelde direniş göstereceklerini tam olarak bilmiyor.