Batı Ermenistan’ın Malatya şehri, halkımızın hayatında ekonomik, kültürel ve idari siyaset açısından önemli bir rol oynamıştır. 

Yabancı kaynaklarda daha çok Melitine olarak bilinen Malatya, Fırat’ın sağ kıyısında, nehirden yaklaşık 10 km uzaklıkta, dağlarla çevrili bir ovada, deniz seviyesinden yaklaşık 940 m yükseklikte yer almaktadır. Tarihi Malatya, modern Malatya’nın 7-8 km güneybatısında yer alıyordu. Şimdi çok az nüfusu olan, harap ve terkedilmiş, Türkler tarafından Eskişehir adını almıştır. 1893 yılında Yeni ve Eski Malatya yıkıcı depremden büyük zarar gördü.

Malatya’nın kalkınmasına, elverişli coğrafi konumu ve hemen hemen her zaman farklı tarihsel dönemlerde bir idari merkez olması katkı sağladı. Antik dönemde, Urartu ve Asur, daha sonra Roma ve İran, ardından Bizans ve Arap Halifeliği sınırında bulunmak nedeniyle defalarca askeri çatışmaların alanı haline geldi, yıkıldı ve büyük bir şehre dönüşme fırsatından mahrum kaldı. 15. yüzyıl sonunda Malatya Osmanlı Türklerinin egemenliğine girer.

Malatya’da Ermenilere yönelik toplu katliamlar 1895 yılında gerçekleşti. Ermeniler, Türk eşkıya ordusuna karşı kahramanca bir direniş gösterse de, bu saldırıda çoğu kadın, çocuk ve yaşlılar olmak üzere yaklaşık 7.500 kişi öldü. Ermeni nüfusu, 1915’teki Jön Türkler tarafından yürütülen büyük Soykırım ARMENOSİD sırasında daha büyük bir katliama maruz kaldı. Hayatta kalanlar ise yerinden edildi ve çeşitli yerlere sürüldü.

“ARMENOSİD’i Unutma, Unutturma”