
Süregelen kimlik tartışması, “Birlikte olalım, güçlü olalım, diri olalım” sloganıyla yola çıkan mazlum Arevi-Alevi toplumunu ikiye bölüyor.
Tartışılan en az dört karşıt görüş var: Halaçoğlu gibi en radikal Türk milliyetçiliğinin savunucuları, Dersim Arevi-Alevilerinin “Kürtleşmiş Türkmenler” olduğunu kanıtlamaya çalışıyor, Başepiskopos Aram Ateşyan yönetimindeki Ermeni Patrikhanesi temsilcileri onların “mühtedi Ermeni” olduklarını beyan ediyor, Kürt milliyetçileri için Dersim halkı, bağımsızlık ve özerklik hakkı için mücadele eden Kürt ulusunun bir parçasıdır. Bir de Dersim Arevi-Alevilerine etnik ve ulusal özellikler atfeden bayan Kharatyan’ın yazısında “Zaza” akımı da belirtiliyor. Aslında bu tezlerin hiçbiri Dersim tarihini doğru bir şekilde incelemek için yeterli değildir. Yüzyıllar boyunca Dersim, çeşitli etnik kökenlerin özgün bir sentezi olan Arevi-Alevi nüfusun ortaya çıktığı bir metisleşme alanı olmuştur: Ermeniler, İran Deylamitleri, Kürtler ve Türkmenler.
“Dersim Batı Ermenistan’ın Reddedilemez Bir Parçasıdır”