
700 yıl boyunca yarı bağımsız bir Ermeni gücü olarak varlığını sürdüren Hamşen, 1489’da Türklerin ele geçirmesiyle yıkıldı. Hamşen’in son prensi Davit, Türklere yenilip Hamşen’den ayrılarak Sper ilçesine sığındı. Osmanlı kayıtlarına göre Hamşen ilçesinde 1620’lere kadar nüfusun ezici çoğunluğu Hıristiyandı. O zamanlar Hıristiyanlar Konstantinopolis’e oldukça ağır vergiler ödüyorlardı. Sadece Hamşen ilçesi 1609-1610’da 7090 kg bal ve 2660 kg balmumu vergi olarak ödedi. 1626-1627’de vergiler yüzde elli arttı. Hamşen halkının İslam’ı kabul etmelerinin en olası nedenlerinden biri, Hıristiyanlara uygulanan ağır vergilerdi. Bu İslamlaşma süreci, Ermeni Kilisesi’nin Piskoposluğunun zayıflamasıyla da bağlantılıdır. 1630’da Hamşen dilinde yazılmış bir el yazması, Yeğnovit’in Haçikar (Khaçikar/Khaçik) manastırında piskoposun bulunmadığından bahseder.
Daha sonra 1812’ye kadar kilisenin zayıflaması hakkında Hamşen’de kopyalanan hiçbir el yazması bilinmiyor. Ancak Haçikar, zayıf durumuna rağmen 1915 yılına kadar hayatta kalır.
Konstantinopolis-İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nin 1913 listelerinde kilise olarak kayıtlıdır, bu sayede Ermeniler, Soykırım ARMENOSİD’e kadar yakındaki Yeğnovit/Elevit köyünde yaşamıştır. Ve bugün Çamlıhemşin merkezden dağlara doğru 35 km uzaklıkta bulunan bu köyde (bugünkü Yaylaköy) ne bir Ermeni’ye ne de Haçikar kalıntılarına rastlarsınız.
“TC’de Halk Artık Aklını Kafatasında Tutamıyor”