
Hamşen (Hemşin) halkı ne yazık ki dünyanın iyi tanımadığı bir halk.
Bunun için birçok nedeni vardır. Ancak en önemli sebeplerden birinin Hamşenlilerin “içe kapanıklığı” diyebiliriz. Yan yana mücadele edebilen halklar maalesef bunu genellikle “mahallelerinde” yapıyorlar. Bu durum, her birinin diğerini “büyük topluluğun” bir parçası olarak algılamasına ve bunun sonucunda her birinin kendisini gerçekte olduğundan “aşağı” görmesine neden olur. Halbuki bu halkların sorunları da birbirine çok benziyor ama kendilerine has yönleri de var. Buna göre mücadeleleri de benzer aşamalardan ve zorluklardan geçer. Çoğu zaman birbirlerinden habersiz, “Amerika’yı yeniden keşfediyorlar.”
Son yıllarda bu durumu değiştirmek için biraz çaba sarf edilmiş. Hamşen halkı ne zaman bir yerde toplansa aynı sorunlarla mücadele ettiğini anlıyor. Topluluğun deneyimlerini değiş tokuş ederse kolayca çözülebilecek bu tür sorunlara zaman ve enerji harcıyorlar belki.
Hamşenliler kimlerdir?
Her ne kadar “Kim bunlar?” diye yazmış olsam da gerçekte Hamşenliler denilince birden fazla grup var demiş olurum çünkü Hamşenliler arasında kendilerini Hamşenli Ermeni olarak görenler, Hamşenli Türk olarak algılayanlar, kendilerini sadece Hamşenli veya Hemşinli müslüman olarak takdim edenler gibi o “grubu” birbirinden farklı kimlikler olarak tanımlayan ve algılayanlar vardır. Bugün bazı özelliklerde birbirlerinden farklı olsalar da bu “gruplar”, ortak bir tarihsel, dilsel ve kültürel geçmişe sahip olan ve halen ortak değerlerin önemli bir bölümünü günlük yaşamlarında veya hafızalarında koruyan insanları içerir. Hamşen topluluğu, dilsel ve dini kriterlere göre üç bölüme ayrılabilir: Kuzey Hamşenli (Abhazya Hamşenlisi), Doğu Hamşenli (Hopa Hamşenlisi), Batı Hamşenli (Baş-Hamşenli, Rize Hamşenlisi).
Kuzey Hamşenliler, 18. yüzyıldan itibaren önce Hamşen’den Trabzon’un Karadere bölgesine göç etmişler, oradan da tüm Orta Karadeniz bölgesine yayılmıştır. 19. yüzyılın sonunda gruplar halinde Karadeniz’in karşı kıyılarına göç ettiler. Şu anda çoğunlukla Rusya’nın Soçi ve Krasnodar şehirlerinde ve Abhazya’nın Sohum ve Gagra şehirlerinde yaşıyorlar. Kuzey Hamşen halkı, Ermeni Apostolik Kilisesi’ne bağlı Hıristiyanlardır. Kendilerini Hamşen Ermenisi olarak görüyorlar ve konuştukları dil Hamşen Ermenicesi. Onların dili, doğudaki Hamşen halkının konuştuğu dile çok benziyor. Daha önce “Gor” dergisinde bazı şiir örnekleri yayımlanmıştı. Kısacası, herhangi bir Doğu Hamşenli, kuzeyli bir Hamşenliyi herhangi bir Ermeniden daha iyi anlayabilir.
Doğu Hamşenliler ağırlıklı olarak Hopa, Kemalpaşa ve Borçka ilçelerinin bazı köylerinde yaşıyor. Ancak 1877-78’de Rus-Türk savaşından sonra Sakarya’nın Kocaeli bölgesi, Karasu ilçeleri ve Düzce bölgesinin Akçakoca ilçesinde göçmen Hamşenlilerin köyleri ortaya çıktı.
Batum’da yaşayan Doğu Hamşenlilerin bir bölümü2 14 Kasım 1944 yılında Kırgızistan ve Kazakistan’a sürgüne gönderildi. Daha sonra, özellikle 2000’li yıllarda bazı sürgünler Rusya’nın Krasnodar, Rostov, Voronej ve diğer şehirlerine yerleşmeye başladı. Son yıllarda bazı doğu Hamşenliler, Krasnodar’a yerleşmiş akrabalarından gelinler getirmeye başladılar. Bu gelinlerin çoğu Türkçe bilmiyor ama Hamşen diliyle konuşabiliyorlar. Son yıllarda, ekonomik göçler nedeniyle, Batı’nın büyük şehirlerinde önemli sayıda Hamşen topluluğu oluşmuştur. 17. yüzyılın sonu ve 18. yüzyılın başında Doğu Hamşen halkı Müslüman oldu. O grup Ermenicenin Hamşen lehçesini konuşuyor. Kendi dilleri ile Ermenice arasındaki bağı bilen bazı Hamşenliler, bunu “kız alıp vermeleri”, “Ermenilerle bir süre aynı yerde yaşamaları” ve benzeri şeylerle açıklıyorlar. Ancak, bu yorumlara inanmanın zor olduğu onlar için açıktır. Bu tür yorumları yapma ihtiyacının arkasındaki motivasyon aslında iyi bilinmektedir. Çoğunlukla Ermeni kimliğiyle uğraşmanın “yükünden” kurtulmak için yapılan “resmi” açıklamalardır.
Batı Hamşen halkı ağırlıklı olarak Hamşen ve Çamlıhemşin ilçelerinde yaşamaktadır. Ancak, Çayeli, Pazar, Ardeşen (Ardaşen), Fındıklı, İkizdere gibi diğer ilçelerin Hamşen köylerine de rastlamak mümkündür. Rize’nin yanı sıra Trabzon’un Araklı ve Sürmene ilçelerinde, Karin ilinin Tortum, İspir (Sper) ve Uzundere ilçelerinde de Hamşen köyleri bulunmaktadır. Rus-Türk savaşından sonra 1877-78’de göç eden Batı Hamşen halkının bir kısmı doğu Hamşen halkının yerleşim yerlerine yerleştiler. Batı Hemşinliler İslamlaştırıldı ve şimdi Çayeli’nin Raşot bölgesinde Hamşen dilini konuşan sadece birkaç kişiye rastlamak mümkün. Halk dilindeki Türkçesinde Hamşence’den kalan bine yakın kelime var. Hasan Uzunhasanoğlu, “Kelebek” başlığıyla bu sözlerin yer aldığı bir sözlük yayınladı.
Batı Hamşen halkı güçlü bir kimlik duygusuna, geleneksel kıyafetlerden türkülere, yaylalardan kutlamalara ve daha fazlasına kadar değişen olgularda ifade edilen bir öz Hamşen kimliğine sahiptir. Bunlardan en ilginç olanı, günümüzde Hıristiyan Ermeniler tarafından kutlanan Vartavar bayramıdır. Vartavar, günümüzde ne kadar Hıristiyanlıkla özdeşleştirilse de aslında Hıristiyanlıktan önce de kutlanan bir halk bayramıdır.
Hıristiyan, Müslüman, Ermenice ya da Türkçe konuşan Hamşenliler aynı tarihe, kültüre ve kimliğe sahiptir. Birbirleriyle bağlantı kurduklarında kimliklerini, dillerini ve kültürlerini savunmak için daha büyük bir fırsat yakalarlar.
Aşkhen Virabyan
gazeteci-analist Westernarmeniatv