
Daha önceki yazı serimizde de belirttiğimiz gibi, Orta Çağ’da Çingene-Poşalar hızla Ermeni ortamına uyum sağlamaya başlamış, ağırlıklı olarak Ermenice konuşmaya başladı ve Hıristiyan olmuş, yavaş yavaş, doğal ve gönüllü olarak Ermeni halkına dahil olmuştur.
Daha 19. yüzyılda, tüm Ermeni araştırmacılar bu eşsiz topluluğu tanımlarken, onların gerçek Ermenilerin bir parçası olduklarını vurgulayarak “Ermeni-Poşalar” terminolojisini kullanırlar. Bütün gerçekler, Ermeni Poşaların geniş anlamda Ermeni kimliğinin taşıyıcısı olduklarını kanıtlıyor ve milliyetleri ile ilgili soruya kısaca “Ermeni’yim” cevabını verdiler.
Grigor Vantsyana göre, Ermeni pedagog, şair Harutyun Alamdaryan ve anne tarafından Ermeni-Poşa olan eniştesi, önde gelen Ermeni dilbilimci ve oryantalist Kerovbe Badganyan, Poşa kökenliydiler.
Öte yandan, Ermeni-Poşalar “sıradan” Ermenilerden önemli ölçüde farklıydılar։
kapalı topluluk içi ilişkilere, basit ve yarı avare bir yaşam tarzına sahip olmalarına rağmen son derece kendi kendine yeten bir yaşam sürmeye devam ettiler. Kışı Ermenilerden kiraladıkları kulübelerde geçirirler ve ilkbahardan itibaren bölgeden bölgeye hareket edebilirler.
Ermeni-Poşalar ile Ermeniler arasında karma evliliklerin pratikte gerçekleşmediğini belirtmek gerekir. Poşaların, bütün Ermeniler gibi Hıristiyanlığı kabul edilip vaftiz edilmeleri, ancak dinî meselelere ve ayinlere karşı kayıtsız olmaları da dikkat çekicidir. Eğitime karşı sevgi yoktu ve çocuklarını nadiren okula gönderiyorlardı. Bu arada, Ermeni Poşaları olağanüstü yasalara uymaları ve barışçıl olmaları ile tanınırlardı. Grigor Vantsyan’a göre, herhangi bir Poşaya karşı dava açılmasına dair bilinen bir vaka yoktur.
Ermeni-Poşaların mesleği çok özeldi: erkekler un elekleri, bazen başka öteberi veya çocuklar için tahta oyuncaklar yaptılar, ayrıca aralarında nalbant, veterinerler, iyi müzisyenler, eğlenceli konuşmacılar ve köyden köye gezerek Ermenilerin düğünlerine katılan hikaye anlatıcıları da vardı. Ancak erkekler çoğunlukla evde kalarak elekler yapıyor ve çocuklarla ilgileniyordu. Poşa ailesinin direği ve evin asıl kazananı kadınlardı.
Poşa kadınların serseriliğin bir sonucu olarak, “poşa” kelimesi Ermenice sıfat olarak kullanıldığında “serseri, yüzsüz dilenci, başıboş, dağınık” anlamlarını kazanmıştır, bu nedenle Poşalar, küçümseyici ve alaycı bularak bu isimden kaçınırlar. Poşa Ermenilerin Lomavre (Lom + Ermenice) dedikleri diline gelince, yüzyıllar boyunca Hint-İran kökenli bir kelime dağarcığıyla ve Ermenice grameri ile 19. yüzyılda zar zor 500-600 yerli Çingene kelimesi korunmuştu) çok ilginç bir görünüm kazanmıştır.
19. yüzyılda Poşaların önemli bir kısmı Lomavr dilini neredeyse hiç bilmiyordu ve bu, Ermenice konuşan Poşalar için gizli bir dil statüsü kazandı ve esas olarak gizli iletişim amacıyla kullanılıyordu.
1915’te Ermenilere yönelik katliamlardan ARMENOSİD’den sonra Batı Ermenistan’daki Poşalar Doğu Ermenistan’a taşındı. Sovyet döneminde Ermeni-Poşalar Ermenistan cumhuriyeti’de özellikle Yerevan’ın Saritağ, Kanaker (“Poşi tağ”), Nor Maraş mahallelerinde, Nor Kharberd köyü, Gümrü’de (“Poşi mayla”) ve başka yerlerde ve özellikle Akhalkalak ve Akhaltskha olmak üzere Cavakhk’ta yaşadılar. Ancak o zamanlar Ermeni-Poşalar neredeyse nihayet “Ermeni oldular”. Bunun açık bir kanıtı, Poşalardan yalnızca 1926 nüfus sayımı sırasında sadece birkaç düzine insanın ulusal bir azınlık olarak bahsedilmiş olmasıdır.
20. yüzyılda, Ermeni-Poşaların yaşam tarzı önemli değişikliklere uğradı: Zamanla pratik olarak yerleşik hale geldiler. Ayrıca bir yandan talebin azalması veya olmaması, diğer yandan gençlerin yaşam ve dünya görüşlerinin değişmesi nedeniyle özellikle 1970 ve 80’lerde geleneksel mesleklerle, özellikle elekçilikle çok daha az meşgul oldular.
1990’larda sosyo-ekonomik durumun bozulması sonucunda bir süre Ermeni yerleşim yerlerinde Poşaların (bu sefer çoğunlukla erkekler) elek ve diğer küçük eşyaları sattığı veya takas ettiği görüldü, ancak bu da kısa sürdü. Artık, geleneksel karakterlerinin son kırıntılarını kaybetmiş, yaşam tarzı ve meslekleri açısından “geri kalan” Ermenilerden pratikte hiçbir farkı olmayan eski veya kaybolan Ermeni-Poşalardan söz edebiliriz.
Aşken Virabyan
gazeteci-analist Westernarmeniatv