
Kırk Kırkoryan, Batı Ermenistan’ın evladıydı. Kharberd kökenli olmasına rağmen dünyanın diğer ucundaki başka bir ülkenin çöllerinde imparatorluğunu kurdu. Kumarhanelere, film stüdyolarına, hava yollarına sahip oldu.
Ancak en önemlisi kalbimizi fethetmesi ve vicdanımızın uyandırmasıdır.
Onun için hiçbir şey ulaşılamaz değildi. Amerika’nın çölü ona aitti.
Amerika’daki ünlü Ermeni iş adamı milyarder Kırk Kırkoryan’ın servetinin yaklaşık 4,4 milyar ABD doları olduğu tahmin ediliyor. Amerikan dergisi Forbes’e göre 2014 yılında Kırkoryan dünyanın en zengin 353. kişisiydi. Genellikle Kırkoryan’a “Kendini Yaratan Adam”, “Las Vegas Kartalı” muameleri yapılıyor.
“Westernarmeniatv”, Kırk Kırkoryan hakkında en ilginç gerçekleri sunuyor:
Dünyada kendi özel jetine sahip olan ilk insanlardan biriydi ve gazeteciler ondan sık sık “Uçan Halıdaki Ermeni” olarak söz ediyor ve finans dünyasındaki inanılmaz başarısına da atıfta bulunuyordu. Kırkoryan, dünya çapındaki büyük ününe ve büyük hayırseverliğine rağmen, ilgi odağı olmaktan her zaman kaçındı, her türlü ödülü reddetti ve hiçbir bağışına kendi adının verilmesine izin vermedi. Fresno’da Ermeni göçmenler Aharon ve Lili Kırkoryan’ın çocuğu olarak dünyaya geldi, ailesiyle birlikte 20’den fazla kez taşınmak zorunda kaldı. Ailenin 4 çocuğundan en küçüğüydü. Kırkoryan ailesinde her zaman Ermenice konuşulurdu ve Kırk Kırkoryan İngilizceyi sadece sokakta ve zaman zaman okula gittiği zaman öğrenirdi: “ABD’de doğmamıza rağmen ana dilimiz Ermeniceydi. İngilizceyi sokakta öğrendik” derdi.
Babası karpuz yetiştirirdi, işini büyütmeye çalıştı ve sonunda başardı. Birkaç çiftlik ve 1000 hektar arazi satın almayı başardı, ancak 1921’deki ekonomik kriz yüzünden her şeyini kaybetti. O zamandan beri Kırk, gazete ve karpuz satarak aileye yardım etti ve akşamları araba yıkayarak para kazanırdı.
14 yaşında Kırk, 8. sınıfı bile bitirmeden okulu bıraktı. Üniversiteye gidecek paran yoksa okumanın ne anlamı var? Araba tamirci yardımcısı olarak çalışarak ve araba yıkayarak para kazandı ve sürekli yoksulluğun pençesinden nasıl kurtulacağını düşünüyordu.
Sokak kavgalarında çok fazla deneyim kazanan Kırkoryan, ağabeyiyle birlikte boks antrenmanlarına başladı. 20 yaşında artık iyi bir boksördü ve amatör boks şampiyonasında şampiyon olmayı başardı. 33 galibiyet ve 4 mağlubiyet kaydetti ve Sağ Tüfek lakabıyla biliniyordu. Kirk, profesyonel boks yapmaya karar verdi, fakat hayatında önemli bir karşılaşma oldu. 1939’da 22 yaşındaki Kirk, şömine ustası Ted O’Flaherty’nin yanında saatte 45 sent kazanarak işe girdi. Uçaklara takıntılı olan O’Flyerty, Kırk’ı her zaman onunla uçmaya ikna ediyordu ve birçok kez reddettikten sonra, Kırk bir gün gitmeye karar verdi. İlk uçuştan sonra o kadar etkilendi ki ertesi gün boksör olma arzusu ortadan kalktı çünkü pilot olmak Kırk’ın en önemli hedefi haline geldi.
Ona uçak kullanmayı öğretecek birini arıyordu. Ünlü kadın pilot Florence Barnes’a çiftliğinde ücretsiz çalışmayı, inekleri sağmayı ve karşılığında gübre toplamayı teklif ettiğini söyledi:
“Param yok, eğitimim yok ama uçmayı öğrenmek istiyorum. Bana yardım eder misiniz?”
Altı ay sonra, Kırk’ın bir pilot lisansı vardı.

Edindiği bilgiler, II. Dünya Savaşı sırasında Hava Kuvvetlerinde görev yaptığı sırada işine yaradı. Kırkoryan, “Hayal bile edemeyeceğim kadar çok büyük ücret veriyorlardı” diye hatırlıyor, “Uçuş başına 1.000 dolar. Amacımız Kanadalı bombacıları Labrador’dan İskoçya’ya götürmekti. Ancak bu uçuşlar son derece tehlikeliydi ve 4 kişiden sadece 1’i geri dönebiliyordu.”
Kırkoryan, 2,5 yıllık görev süresi boyunca 33 uçak taşıdı, havada binlerce saat geçirdi ve dünyanın 4 kıtasında uçtu. Sadece kendi hayatını değil, kazandığı paranın çoğunu da kurtarmayı başardı. Bunlar, Kırkoryan’ın iş hayatının mali faaliyetini başlatan sermayesi oldu.
Savaştan sonra kazancının 5.000 doları ile tek motorlu bir Cessna uçağı satın aldı ve kısa sürede iyi bir gelir getirmeye başlayan Los Angeles’tan Las Vegas’a özel bir yolcu servisi başlattı. 1944 yılında ilk kez Las Vegas’ı ziyaret etti ve kumar bağımlısı oldu. Kırk, uzun süre orada kaldıktan sonra oyunları bıraktı ve ABD hükümeti tarafından ucuza satılan 2. Dünya Savaşı uçaklarını satın almaya başladı. Sonuç olarak Kırkoryan ilk şirketi Transinternational Airlines’ı kurdu ve yönetti, 1968 yılında ise 104 milyon dolara sattı.
Kırkoryan, dünyanın en büyük otel inşaatçılarından biridir. Las Vegas’ı geliştirmekle ve kumarhanelerini ve otellerini mevcut durumlarına getirmekle tanınır. Ne de olsa birçoğunun kurucusuydu.
1962’de Kırkoryan, Las Vegas’ta efsanevi Caesars Palace kumarhanesini, ardından bugün Las Vegas Hilton olarak bilinen İnternational Hotel’i inşa etmeye başladı. O zamanlar otel dünyanın en büyüğü olarak kabul edildi. Kırkoryan, bu kompleksin içinde dünyada ilk kez, ebeveynleri kumarhanede olduğu müddetçe çocuklar için büyük eğlence merkezi kurdu.
Las Vegas’taki ilk çocuk oyun alanını Youth Hostel olarak adlandırdı.

1969’da Kırkoryan, MGM film stüdyosunu satın aldı ve ayrıca devasa MGM Grand Hotel ve Gasino’yu kurdu. Daha sonra üç kez sattı ve iki kez Metro-Goldwyn-Mayer’i satın aldı.
1973’te Kırkoryan, yine dünyanın en büyüğü olan bir sonraki otelini Las Vegas’ta inşa etti ve ona Grand Hotel adını verdi.
1970’lerin başında, Western Airlines’ın kontrol hissesini satın aldı. Yetenekli bir yatırımcı olarak otomobil sektörüne de atıldı ve Ford ile Chrysler şirketlerinin önemli bir kısmına hissedar oldu.
Kırkoryan’ın serveti günbegün arttı ve adı dünya basınının sayfalarında giderek daha sık yer aldı, ancak buna rağmen röportaj vermeyi sevmedi ve ünlülükten her zaman kaçındı.
Zamanla hayır işlerine çok para harcamaya başladı. Kırkoryan’ın hayırsever programlarının merkezinde tarihi vatanı Ermenistan vardı. Ermenistan Cumhuriyeti’nin Spitak bölgesinde meydana gelen deprem mağdurlarına yardım sağlamak amacıyla 1989 yılında adı Kırk Kırkoryan’ın kızları Linda ve Tracy’nin isimlerinin birleşiminden oluşan Linsey Vakfı kuruldu.
Linsey Vakfı sayesinde onlarca bina inşa edildi ve yenilendi, yeni okullar ve hastaneler inşa edildi. Yüzlerce çocuğun hayatının kurtarılması Kırkoryan’ın sağladığı tıbbi yardım sayesinde mümkün oldu. Ancak Kırkoryan, hiçbir okula veya hastaneye kendi adının verilmesine asla izin vermedi. Hatta Ermeni makamlarının Yerevan’da bir meydana kendi adını verme teklifini bile reddetmişti.
Şöhrete veya tanınmaya ihtiyacı yoktu. Kırkoryan’ın önemini kanıtlamak istediği tek kişi kendisiydi.
90’lı yaşlarında bile büyük iş adamı ve hayırsever, ticaret ve kamu faaliyetleri yapmaktan vazgeçmedi. Kırk Kırkoryan 2015 yılında 98 yaşında dünyaya ve Ermenistan Cumhuriyeti’ne büyük bir miras bırakarak tarihe ve onun sayesinde kurtulan binlerce insanın kalbinde iz bırakarak vefat etti.
Aşkhen Virabyan
gazeteci-analist westernarmeniatv