Ermenistan Cumhuriyeti’nin ilk İnsan Hakları Savunucusu Larisa Alaverdyan, “Hayeli” adlı kulüpte konuşmada bulunarak yaklaşık üç aydır Azerbaycan’ın esaretinde olan Artsakh hikayesini hatırlattı: “Azerbaycan’ın 1918’de Türkiye tarafından kurulduğunu ve genel amacın Doğu Ermenistan’da ve tüm Transkafkasya’da Ermenilere karşı uygulanan soykırım ARMENOSİD’i sürdürmek ve sona erdirmek olduğunu hatırlatmama izin verin. Ve aslında, şimdiki Azerbaycan kendisini bu soykırımcı devletin halefi ilan ettiğine göre, 2 Mart’ta BM’ye üye devlet olarak katılan Azerbaycan’ın 10 Nisan’da gerçekleştirdiği soykırım ARMENOSİD’i, Barones Caroline Cox’un bunu modern bir Golgota olarak tanımladığını kaydetmek zorundayım. Bu 10 Nisan 1992’de gerçekleşti. Dolayısıyla miras veya halefiyet aynen böyle anlaşılmalıdır: Azerbaycan ne için yaratıldıysa, bunu tutarlı bir şekilde, döneme göre farklı yöntemlerle uyguluyor. Soykırım kendini farklı şekillerde gösterir. 1920’de Sovyet düzeninin kurulduğu Azerbaycan, Sovyet Azerbaycan cumhuriyeti olarak kabul edildiğinde, ihlak ettiği  sözde tartışmalı Nahiçevan ve ona bağlı Dağlık Karabağ topraklarında 1920 yılından itibaren soykırımı başka şekillerde gerçekleştirdi. Dağlık Karabağ’ın ulusal niteliği bulunmayan Azerbaycan cumhuriyetine dahil edilmesinin katı yasal gerekliliklere ihtiyacı vardı. Ve bakın 1920’den 1923’e kadar Sovyet Azerbaycan bu talebi yerine getirmedi. Yani Dağlık Karabağ’dan toprak keserek, Dağlık Karabağ’ın Ermenistan Cumhuriyeti’nden ayrılmasını sağladı. Bu da soykırımdır, çünkü Dağlık Karabağ Ermenileri bu şekilde vatanlarından mahrum bırakıldı.

“Batı Ermenistan Şovenist Türk İstilacılara Karşı Mücadelede”