1910 yılında Mkırtiç Yotneğpayryan, hükümetin tüm yok etme girişimlerinin başarısız olduğu bir kendini savunma timi kuruyor. Urfa’nın emniyet müdürü bile sonra bunu anlatmaktadır: “Tüm çabalarımıza rağmen Mkırtiç’i yakalayamadık. Her gün hakkında haberler geliyordu, mesela telgraf tellerini kesip direklerini yaktı, telefon kablolarını yok etti, Türk mahallelerine dağıtılan suyunu kesti. Ancak en tuhafı, kimliğini doğruladığı yazılardı: “Sizi korkaklar, beni şehirde aramayın ve masumları serbest bırakın. Ben buradayım, gelin tanışalım.” 

Bu adam ya bir şeytandı ya da bir melek ama her halükarda Türkiye için korkunçtu.”

Türklerin barbarca eylemleri her şeyden önce Mıkrtiç’i ve arkadaşlarını endişelendirdi. Mkırtiç  bununla ilgili şöyle dedi: “Şehrin Ermeni mahallesinin başını kestiklerinde biz sessiz kaldık, şimdi milletimizin kafasını yatağan altına aldılar, yine susuyoruz.” “Peki ne yapacağız?” diye soruyor arkadaşlar. Mkırtiç, “Savaşmalıyız, bizi katletmelerini beklememeliyiz” cevabını veriyor.

Bundan önce, hükümet tarafından tutuklanan bir dizi Urfa Ermenisinin hayatını kurtarmak için birkaç kez girişimde bulunmuştu. Bilhassa iki kez hapishanede denedi ve ardından 8 Haziran 1915’te tutuklanarak sürgüne gönderilen ilk 16 önde gelen şahısların ve siyasetçilerin sürgünde kaçışını hazırladı, ancak hepsi Urfa Ermenilerinin kaderi konusunda temkinli davranarak kategorik olarak vazgeçti. Bunların hepsi de katledildi.

Ve 25 Ocak’ta hükümet, şehrin önde gelen 100  sakini ve aydınını tutukladı.

Yotneğpayryan, bazılarının alacaklısı olarak, zengin bir Arap kılığına girerek hapishaneye girmeyi, buluşmayı ve uygulanabilir bir kaçış planı sunmayı başardı, ancak bu reddedildi. 1 Ağustos’ta Urfa’ya gelen iki “Büyük Sürgün”ün Osmanlı Meclisi Milletvekili, yazar ve hukukçu Grigor Zohrap ile ulusal kurtuluş hareketinin siması Vartkes’in (Hovhannes Serengülyan) kaçış planını onlara sunmak için gece ağırladıkları evin damına çıkarak bacadan aşağı odaya inip yarım saat ikna etmeye çalıştı, fakat Zohrap’tan hep aynı cevabı aldı: “Bizim kurtuluşumuz halkın durumunu iyileştirmeyecek, tam aksi olacak.”

“Batı Ermenistan’da Yaşamı Örgütleme Projesi Gerçekleştirilmelidir”