Tam 32 yıl önce, 30 Nisan’da, adı zaten cezalandırıcı doğasına tanıklık eden “Halka” adlı operasyonu başladı. Nisan-Ağustos 1991 tarihleri ​​arasında çeşitli aşamalarda gerçekleştirilen operasyonun temel amacı, Artsakh halkının iradesini zorla bastırmak ve anavatanlarından göç etmeleri için koşullar yaratmaktı.

1991’de Ermenilerin Azerbaycan’a boyun eğmeyi kabul etmemeleri halinde Artsakh’tan sürülmesi gerektiği fikri başından beri Azerbaycan’da neredeyse açık bir şekilde düzenli olarak en üst düzeyde dile getirilmeye başlandı.

25 Mart 1991’den itibaren Azerbaycan özel polis kuvvetleri (OMON) Getaşen ve Martunaşen köylerini düzenli olarak bombalamaya başladı. 16 Nisan’dan itibaren Şahumyan bölgesinin elektriği ve telefon bağlantısı kesildi. 19 Nisan’da Getaşen köyünde konuşlanmış SSCB İçişleri Bakanlığının iç birlikleri köyden çekildi. 21 Nisan’da Bakü’nün talebi üzerine Yerevan-Şahumyan’a düzenli helikopter uçuşları yasaklandı. 30 Nisan’da “Halka” operasyonu, Getaşen ve Martunaşen köylerinin yoğun bombardımanı ile başladı ve bu sırada sivil halka karşı ilk kez tanklar, savaş helikopterleri ve toplar kullanıldı. Operasyon sonucunda Kuzey Artsakh’ın iki düzineden fazla köyü ile Şahumyan, Hadrut ve Şuşi bölgeleri tamamen Ermenilerden boşaltıldı  ve imha edildi. Aşırı vahşet ve kitlesel insan hakları ihlalleriyle nitelenen “Halka” operasyonu, bölgede tansiyonu keskin bir şekilde yükselterek Azerbaycan-Ermenistan Cumhuriyeti sorununu askeri boyuta taşıdı.

Bugün, Artsakh halkına yönelik askeri saldırganlık, toprak işgali, cinayetler, etnik temizlik ve terörizm dahil 30 yıl önce işlenen suçların nasıl tekrarlandığını ve cezasız kaldığını görüyoruz. Bugün Artsakh halkı yine bir halka içinde, Berdzor koridorunu resmen kapatmış olan Azerbaycan’ın ablukası 4 aydan fazla süredir devam ediyor ve Bakü yetkilileri Rus barışı koruma birliklerinin sorumluluk alanına yasadışı bir kontrol noktası yerleştirmeye çalışıyor.

Bugün, acımasız “Halka” operasyonunun tüm masum kurbanlarının anısına bir kez daha başımızı eğiyoruz ve uluslararası toplumu ve her şeyden önce uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından doğrudan sorumlu olan BM Güvenlik Konseyi’ni nihayet resmi endişe ifadelerinden ve her iki tarafa çağrılardan vazgeçmeye ve Azerbaycan’ın Artsakh ve Ermenistan Cumhuriyeti’ne yönelik soykırımcı ve yayılmacı niyetlerinin yanı sıra bu tür zulümlerin ve büyük insan hakları ihlallerinin tekrarlanmasını önlemek için acil ve pratik adımlar atmaya çağırıyoruz. 

Artsakh Dışişleri Bakanlığı

“TC’de Herşey Kötü Ve Daha Da Kötüye Gidiyor”