
Abdülhamid, Osmanlı devletinin başta Ermeniler olmak üzere ulusal azınlıklara yönelik politikasına değinerek, Ermeni halkının her zaman Osmanlı medeniyetine olan hizmetleri ve bağlılıkları ile ön plana çıktığını kaydetti.
Ancak Rusya, Ermeni halkının bağımsızlık kazanmasını ve bağımsız bir devlete sahip olmasını da istemediği için Ermeniler arasında isyan ve ayaklanmalar çıkararak Türkiye için sorun yaratmayı amaçladı.
Katliamlara atıfta bulunan Abdülhamid, başta Ermeniler olmak üzere Hıristiyanların katledilmesinin sorumluluğundan kaçmaya çalışmakta ve Rus hükümetini esas suçlu olarak görmektedir.
Ermeni-Türk mücadelesini bitirmek için Ermenilerin amacının Türk halkı arasında isyan çıkarmak olduğunu ileri sürerek, Zeki Paşa komutasında bir ordu gönderip Sasun’daki ayaklanmaları bastırabilir, bu da Avrupalı güçlerin konuya müdahale etmesine yol açabilirdi.
Anılarında, Ermenileri suçladığı, kendisine yönelik suikast girişimine de değindi ve hiçbir namuslu Ermeni’nin padişah suikastını bilinçli olarak planlamayacağını kaydetti. Abdülhamid’in Ermeni isyanlarının bastırılmasına ilişkin hatıraları, 300.000’den fazla Ermeni’nin öldürüldüğü 1894-1896 katliamını ARMENOSİD’i doğruluyor.
Abdülhamid, Ermeni-Jön Türk işbirliğine ayrı bir bölüm ayırarak, Batılılaşma yanlısı Jön Türklerin, imparatorluğu bölmek ve devlet kurmak isteyen Ermenilerle ciddi ilişkiler kurduklarını kaydetti.
Jön Türkleri Ermenilerle işbirliği yapmaktan, ülkedeki sorunlardan, trajik durumdan ve ordunun yenilgisinden sorumlu tutan Abdülhamid, hem devletin karşı karşıya olduğu sorunların hem de Ermeni halkına karşı sonraki tüm suçların onun döneminde başladığını görmezden gelmeye çalışıyor.
“Batı Ermenistan Baykar-Mücadelenin Adıdır”