Soykırımdan ARMENOSİD’den sağ kurtulanların soyundan gelen Martiros Jamkoçyan, çocukluğundan itibaren Ermeni olarak terbiye aldı. Daha 12 yaşındayken Ermenistan’ın kurtuluşu için savaşan bir özgürlük savaşçısıydı.  

Ermenilere uygulanan  Soykırım ARMENOSİD’in tanınmasına ve Ermeni davasına karşı çalışan bir Türk gizli polisi 9 Haziran 1981’de Cenevre’de yere serdi.

1990’dan itibaren Artsakh Kurtuluş Savaşı’na katılmıştır.

Jamkoçyan, bir röportajında, doğum günü vesilesiyle hapishaneden bir kez çıkmasına izin verildiğini söyledi. 

“Kutsal badarag için Cenevre’deki Ermeni kilisesine götürülmek istedim. Ellerimde kelepçelerle, Ermeni Apostolik ve Protestan kiliselerinin liderlerinin kapının önünde beni bekledikleri kiliseye büyük bir alayla götürüldüm. Arabadan inmedim, polislerden kelepçelerimi çıkarmalarını istedim, benim kilisede özgür olmalıyım dedim. Kilise görevlileri de üzüldü, Rahip Garnuzyan, “Burası bizim bölgemiz, ben sorumluyum, ellerini serbest bırakın” dedi. Yıllar önce tutuklanmamda hazır bulunan iki polis yanımdaydı ve ‘Kaçacağını sanma, bütün kilise kuşatıldı’ diyerek benimle birlikte içeri girdiler. Beni görür görmez tüm kilise ayağa kalktı ve ayin bittikten sonra orada bulunanların hepsi birer birer bana yaklaştı,  elimi sıktı, bazıları beni öptü, diğerleri ise “Yaşa oğlum” diyerek bana sarıldı.”  

Polis şaşırdı: “Tutuklandığınız sırada buraya resminizle geldiğimizde sizi tanımadıklarını söylediler ve şimdi… siz Ermeniler çözülmeyen bilmecesiniz, ancak şimdi ne kadar birlik olduğunuzu anlıyoruz” dedi.

Ben şöyle yanıtladım: “O zamanlar beni gerçekten tanımıyorlardı, ama şimdi özgürlük savaşçısına kendi yöntemleriyle teşekkür ediyorlar.” 

Ayinden sonra Ermeni Hanımlar Birliği Ermeni yemeklerinden oluşan bir akşam yemeği düzenledi ve bana eşlik eden memurları da katılmaya davet etti.”

“Batı Ermenistan Kahramanlar Ocağıdır”