“Bir belada bulunduğunuz zaman zahmet edin, Vladimir’i arayın, size yardımcı olacaktır.”

Leonid Azgaldyan, Artsakh’ın kahramanı, Birinci Artsakh savaşının efsanevi komutanı Vladimir Balayan hakkında böyle konuşmuştu.

Vladimir Balayan 14 Şubat 1958’de Artsakh’ın Martakert bölgesine bağlı Mokhratağ köyünde aydınlar ailesinde doğdu.

Sovyet ordusunda askerlik yaptı, Stepanakert Ziraat Teknik Koleji’nde okudu, matbaacı. Ziraat mühendisi olarak çalıştı ve Artsakh hareketi başladığında Martakert ormancılık dairesinde çalışıyordu, barışçıl gösterilere katıldı, ancak kısa sürede sorunun barışçıl bir şekilde çözülmediğini anladı. Halbuki coşkulu halk, özgürlüğün ve bağımsızlığın, kendi kaderini tayin hakkının yasal talebinin bu kadar trajik bir seyir izleyeceğini bile düşünmedi. Özellikle işyerlerinde Artsakh’ın kendi kaderini tayin etmesi adına özgürce imza toplamaları organize ediliyordu ki bu, o zamanın sıkı parti denetimi koşullarında duyulmamış bir şeydi…

Demek, bir yerlerde artık bir şeye izin verildi ve istenen zafer yakın görünüyordu: Safların daha da netleşmesi, “Birleşme”, “Artsakh” sloganlarının havayı doldurması ve daha inandırıcı gelmesi, yumruk ormanının uzaktan görünmesi yeterli görünüyordu, ama…Hayır, mantıklı, yasal, insani bir şey olmadı… Yüzyıllar boyunca yaşanan tecrübe  haklı çıktı… Türk aynı Türktü, olusun komünist olsun dindar…

Vladimir Balayan, gönüllü bir partizan grubu toplamaya başlayan ilk kişilerden biriydi: İlk başta 6-7 kişi vardı, aralarında kardeşleri Arthur ve Robert  de yer alıyordu.

Ormanda bir askeri eğitim üssü kurdular, silahlanmak, silah almak gerekiyordu, para yoktu, zaman da yoktu. Derhal hazırlanmak gerekiyordu… Vladimir arabasını sattı ve elde ettiği parayla silah satın aldılar, ayrıca aralarında Vladimir’in yarattığı topun da bulunduğu farklı silahlar yapmaya başladılar ama bu yeterli değildi.  Öz savunma savaşçıları hazırlamak gerekiyordu. Gönüllülerin öz farkındalığına, okuryazarlığına, inancına, iradesine güvenen komutan, “Zorunlu şehitlere ihtiyacımız yok” dedi.

Disiplin ve tutarlı günlük antrenman öncelikti. Sigara ve içki içmek dışlandı, ayrıca askerin ahlaki karakterini vurgulayan dövüş sanatları da uyguladılar. Silahsızlara karşı silah kullanmasına, esirle alay etmesine ve saygısızca davranmasına asla izin vermedi. Kurallara uymayanlar derhal kadrodan çıkarıldı, bu da onursuzluk anlamına geliyordu ve Vladimir Balayan’ın silah arkadaşı olmak sadece bir onur değil, aynı zamanda bir soruşturma konusuydu, anlamsız sayı rahatsız edici bir durumdu. ..

Yakında seçkin askerlerin safları çoğaldı. 1991 yılının kışında Balayan, Şahumyan’da Leonid Azgaldyan ile tanıştı ve mücadele birleşti. İkili tarafından yaratılan “Kurtuluş Ordusu”, disiplin düzeyi, savaşma yeteneği ve  profesyonelizm açısından benzersizdi.  Deneyimsiz bir asker, en kritik anda bile bir kez bile savaşa atlamadı. En sıcak savaşın molalarında bile deneyimsiz askerlerin kesinlikle komutanlar okulunu geçmesi, eğitime katılması gerekecekti, dinlenme yasaktı, ölüm hesaba katılmadı, sadece savaşmak, kazanmak ve yaşamak. Ve tüm mücadele boyunca “Kurtuluş Ordusu” sadece dört  şehit verdi, 5. ve 6. kurbanları komutanlar Balayan ve Azgaldyan oldu.  Savaş alanını hiç terk etmediler ve her zaman öncü pozisyonlarda bulunan, sıranın Batı Ermenistan’a geleceğine inanarak birçok yerleşim yerini koruyan ve özgürleştiren komutanlardı onlar. 

Alayda sıcak, samimi bir atmosfer ve sıkı bir disiplin hakimdi.  Askerlerin hem alkol hem de tütün kullanması kesinlikle yasaktı. Doğu dövüş sanatlarında ustalaştılar ve vücutlarını sürekli zinde tutuyorlardı. Hatta ağır muharebelerden sonra veya günlerce süren muharebelerde bile askerler eğitimi bırakmadılar. Ancak en önemli ve karakteristik olan şey, iki komutanın birbirine olan mutlak güveni, inancı ve sevgisiydi.

Birçoğu Vladimir’in ilkelerine şaşırdı. Düşman Martakert’e yaklaştığında, korku içinde ağlayan karısı, Vladimir’den aileyi köyden çıkarmasını istedi. Ama Vladimir azimliydi. “Ailemi köyden çıkarırsam… komutanın kaçtığını söyleyecekler.” Ve son güne kadar ailesini köyde bıraktı.

Kurtuluş ordusu parlak zaferleri kutluyordu. İki yıl boyunca muharebe operasyonlarına katılarak sadece 4 şehit vererek 24 köyü özgürleştirdi, böylece bütün bir bölgeyi kurtardı.

Ne yazık ki, 5. ve 6. şehitler bu iki komutanlar oldu.

Vladimir Balayan, Martakert, Şahumyan, Askeran, Hadrut ve Berdzor bölgelerindeki muharebe operasyonlarına katıldı.

Vladimir Balayan 9 Haziran 1992’de Çaylu köyünün siperlerinde şehit düştü. İki hafta sonra Leonid Azgaldyan da şehit oldu. Bugün Vladimir’in işine  “Vladimir Balayan” gönüllüler ekibinin gönüllüsü olan oğlu Alexey Balayan devam ediyor.

Ashkhen Virabyan

gazeteci-analist Westernarmeniatv