
Belirli bir etnik çevrede, belirli ihtiyaçları karşılama lüzumluluk ile şekillenen halı, binlerce yıllar boyunca söz konusu etnik birim ile çeşitli hareketler ve etkileşimler geçirmiş ve yeni pratik alanlar kazanmıştır. Halı basit bir ev eşyası olarak hizmet etmiyordu, ancak başından beri ritüel bir anlamı vardı ve halının Ermeni kültürel miras sistemindeki öneminin de nedeni budur. Yüzyıllar boyunca halı, ulusal imajı ve profili temsil eden kültürel bir fenomen, özel bir tarihi ve kültürel değer haline gelmiş. Desenlerinin arkasında bir ömür boyu geçmiş ve anlam taşıyan halılar var. Nakışlarda saklı bir hatıra vardır ve çoğu zaman hikayeyi anlatan insanlar yerine nakışlardır.
Halılara, sadece doğal yünden dokundukları ve iplikleri doğal boyalarla boyandığı için değil, aynı zamanda desenlerinin arkasında özel bir sır olduğuna inanıldığı için şifalı özellikler de atfedildi. Evin en yaşlı ya da en hasta üyesi her zaman evin halının asılı olduğu köşesinde bulunurdu.
Duvara asılan ve yere serilen halılar da farklıydı.
Duvarlara özel desenli halılar asılır, üzerlerinde ölen akrabaların resimleri, müzik aletleri ve diğer kutsal eşyalar asılırdı. Yere serilen halılar, kendine özgü nakışlara sahipken, herhangi bir özel anlam ya da atalardan kalma semboller taşımıyordu.
“Batı Ermenistan Sanatın ve Zanaatın Ocağıdır”
