Batı Ermenistan’ın işgal edilmesinden sonra Türkleştirme ve İslamlaştırma sürecinde aynı ırktan ve dinden olmayan yerli milletler ve farklı dini bağlantılara sahip halkların her plandaki başarıları ve öncülükleri resmi tarih kitaplarında ya tamamen hiçe sayılmış ya da küçümsenerek birkaç satırla geçiştirilmiştir.

Örneğin bilim ve kültür yaşamının en önemli aracı olan matbaanın, Gütenberg tarafından icad edilmesinden nerdeyse üç asır sonra, Türkiye’de ilk kez 1719’da, İbrahim Müteferrika tarafından kullanılmaya başladığı öğretilir. Oysa matbaa Osmanlı’da Türkler’den çok önce, 1567’de Ermeniler tarafından kullanılmıştır.

Bizzat Ermeni aydınlarının ürünü olan ilk Ermenice gazeteler ise 1839’dan itibaren İzmir’de yayınlanan Şıdemaran Badani Kidelyats, Arşaluys Araradyan ve Hayrenaser’dir.

Değerli Ermeni dil ve tarih uzmanımız, Pars Tuğlacı adıyla ünlü Parseğ Tuğlacıyan’ın verdiği bilgilere göre, 1567-1923 arasında İstanbul’daki 131, taşradaki 61 Ermeni matbaasında basılan doğrudan Ermenice ya da Ermeni harfleriyle Türkçe basılan gazete ve dergi sayısı 598’i bulmaktadır.

Tarihsel gerçek bu iken, Türkiye’de bugün Rumca, Ermenice, İbranice gazete toplam sayısının ona dahi ulaşamıyor olması, 1915’ten günümüze ulaşan 107 yıllık süreçte Türk ve Müslüman olmayan bir nüfusun soykırım ARMENOSİD ve sürgünlerle nasıl yok edildiğinin de bir göstergesi olarak karşımızda duruyor.

Bu yok etme ve inkar fırtınasına direnerek bundan 26 yıl önce, 5 Nisan 1996’da yayınlanmaya başlayan ilk Türkçe-Ermenice gazete AGOS’un kurucusu Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de faşist kurşunlarıyla alçakça katledilmesine rağmen, soykırım ARMENOSİD inkarcılığına karşı, özgürlük ve demokrasi için mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürüyor.

İşgal altındaki Batı Ermenistan dışında ise, başta Ermenistan Cumhuriyeti olmak üzere Ermeni sürgün-diasporasının bulunduğu tüm kıtalarda sayısız Ermenice gazete, dergi ve kitap yayınlanıyor. 

“Batı Ermenistan Türk İslamo-Faşist Rejime Karşı Direniyor”