
Bayan Başkan,
“Uluslararası Yerli Halkların Dilleri Onuncu Yılı için küresel eylem planının” inancı “kimseyi görmezden gelmemek ve kimseyi dışlamamak” ise, o zaman Batı Ermenistan’ın yerli Ermeni nüfusu 100 yılı aşkın bir süredir uluslararası hukuka göre kendilerine ait olan toprakların yasa dışı işgali sonucunda baskı altında kaldığında ne olur?
Genetik kaynaklardan biri olan Dilin canlılığını etkileyen işgal. Ermeni lehçelerinden biriyle konuşan, soykırım ARMENOSİD programı çerçevesinde imha savaşından sağ kurtulan, 7 ayı aşkın süredir tam abluka altında olan 120 bin nüfuslu Artsakh’ın yerli halkı Türk-Azerbaycan birlikleri tarafından ilgili plana göre yok edilirken nasıl davranmalıyız? Soykırımın ARMENOSİD’in dilin yok oluşunun nedenlerinden biri olduğu gerçeği göz önüne alınmadan, dilsel ifademizde bir iz bırakan toprak gaspını kökten sökmede bir etken olarak görmeden, Yerli Halkların dilleri konusu ele alınamaz.
Küresel Eylem Planı, “dillerinin nesilden nesile aktarılmasını sağlayan, bunu yapma hakkı ve sorumluluğuna sahip olan, değişim aracı olarak yerli halkların seferber edilmesinden” bahseder.
Bu bağlamda, uzmanlık mekanizmasından, sunmaya hazır olduğumuz projeler çerçevesinde Batı Ermenistan’ın Ermenice dilinin ve Artsakh Ermeni lehçesinin gelişimini desteklemek için özel prosedürler uygulamasını istiyoruz. Yerli halkların hala var olan dillerinin bir listesini yapmak ve kendi dillerini anadili olarak konuşan her birinden BM Bildirgesini ana dillerine çevirmesini istemek de ilginç olacaktır.
Ermeniceye çevrilmiş olan BM Yerli Halkların Hakları Bildirgesi’ni de size göndermek isteriz.
Dikkatiniz için teşekkürler:
Lidia Margosyan
Batı Ermenistan Dışişleri Bakanı
“Batı Ermenistan Parlayan Bir Yıldızdır”