
Ermenistan dünyasının önemli hazinelerinden biri, yüzyıllar boyunca yaratılan parşömen el yazmalarının saklandığı Eski El Yazmaları Müzesi olan Matenadaran’dır.
Bu yazılar koyun veya dana derisinden yapılan parşömen üzerine yazılırlar. Parşömen elde etmek için hayvanların derisini yüzerlerdi, ve bu insanlara Ermenice “Kertoğ” denir, yani deri yüzücü.
Aynı zamanda Ermeniler, yazarları ve tarihçileri de “kertoğ” olarak görüyorlardı. Örneğin, beşinci yüzyıl tarihçisi Movses Khorenatsi’ye “Kertoğahayr” denir.
Bazen yabancılar Ermenilerin parşömeni nasıl yaptığını görünce şaşırıyorlardı. Bir keresinde, Dvin kentindeki kraliyet mezbahası önünde, yabancı bir tüccar, bir Ermeni entelektüel ile sohbet ediyordu. Yabancı “Neden bu beş yüz koyunu kesiyorsunuz?” diye sorar.
“Parşömen için. Et insanlara kalacak, deriden parşömen yapılacak” diye cevap verilir.
“Peki bu kadar parşömenden kaç defter yazılacak?”
Bilge şöyle yanıtlar: “Bir büyük kitap.
Tüccar “Bu kıt yılda kitap yazmaya değer mi?” diye düşünür “Bu Ermeniler ne aptal insanlar!”
O zaman bilge şöyle der “İnsan sadece ekmekle yaşamaz, ekmek olmadan beden, kitap olmadan ruh ölür.”
Ruhun açlığı, ekmek açlığından daha yıkıcıdır. Parşömen kitaplar Ermenilerin manevi gıdası ve zenginliğidir.
“Batı Ermenistan Dünyanın Kültürel Ocağıdır”