
Avrupalı yazarlardan biri, Berlin Konferansını “yılan balığı konferansı” olarak adlandırdı.
Sadece İngiltere değil, diğer devletlerin konferansa katılan temsilcileri de insani hedefler, küçük ve mazlum halkların çıkarlarını korumak gibi konularda konuşmalar yapmaktan ve vaatlerde bulunmaktan geri kalmıyor, pratikte kendi devletlerinin sömürgeci-bencil çıkarlarını ilerletmekle meşgul oluyorlardı.
Tarihte ender bir şey Berlin’de gerçekleşti; Savaşan ulusların koltukları, savaşta hiçbir payı olmayanlar tarafından işgal edildiğinde “pastanın” en büyük parçalarını aldılar. Loris Melikov, Rus heyetiyle işbirliği tavsiyesinde bulundu. Melkon Khan bir İngiltere aşığıydı ve İngiltere’nin Ermeni reformlarını fiilen kontrol edeceğinden çok memnun kaldı.
Ermeni delegasyonu da dahil olmak üzere küçük ulusların temsilcilerinin, söz konusu ulusla ilgili konuların tartışıldığı Kongre oturumlarına bile katılmalarına izin verilmedi.
Khrimyan acı bir şekilde haykırdı: “Avrupalılar bizi insan yerine koymadılar. Ermeni heyetinin sunduğu belge Kongre tarafından dikkate alınmadı.
Rus silahlarının zaferinin sonucu, Avusturya-Macaristan 1093 kilometrekare alırken, İngiltere Kıbrıs’ı aldı Rusya’ya ise sadece 636 kilometre kare kaldı.
Ermeni meselesi Berlin Kongresi’nde 4, 6 ve 8 Temmuz günlerinde ele alındı.
Ermeni heyetinin tartışmaya katılmasına izin verilmedi. Salisbury, Ayastefanos Antlaşması’nın 16. Maddesine ilk itiraz eden kişi oldu. O, ikiyüzlü bir şekilde Ermeni sorununun çözümünden yana olduğunu beyan etti, ancak reformlar gerçekleştirilmeden önce Rus birliklerinin Batı Ermenistan’dan çekilmesini talep etti, bu da reformların uygulanması için maddi güvencenin ortadan kaldırılması anlamına geliyordu.
Osmanlı İmparatorluğu temsilcisi Karateodor Paşa’nın 16. Maddenin sonuna B maddesini ekleme önerisi: Bab-ı Ali, Batı Ermenistan’da reformlar doğrultusunda alınan önlemler hakkında sistematik olarak büyük güçlere rapor vermeyi taahhüt eder, amaç bunlardan biri Ermeni reformlarının denetimini Rusya’nın yerine altı Avrupa devletine vermekti ki onlar da içlerindeki çelişkiler nedeniyle bunu uygulayamaz hale geldiler.
“Batı Ermenistan İkiyüzlü Batı Politikalarına Karşı”