
44 Gün Savaşı’na katılan Vahe Adyan, aktörlük yolunu seçti ve askere gitmeden önce Dört Gün Savaşı’nın kahramanı Robert Abajyan’ı konu alan küçük bir filmde Robert rolünü oynadı.
Askerlik hizmetinden sonra filmin tamamlanması gerekiyordu ama kimse Vahe’nin kendisinin bir savaş kahramanı olacağını hayal edemezdi. Vahe’yi, çocukluğundan beri askeri nişanlar ve askeri kıyafetler giyerken görülebiliyordunuz. Vahe, ağabeyiyle ve onun hizmetiyle gurur duyuyordu. Herkese karşı cana yakın ve yardımsever, uzlaştırıcı biri olan Vahe, meslek seçiminde hiçbir zaman ikilemle karşılaşmadı. “sahne beni bekliyor” diyordu.
Abel Abelyan sanat okuluna kabul edildi ve bir süre sonra zaten orada çalışmaya başladı. Annesi hatırlıyor: Elbette Vahe, hem okulda hem de sanat okulunda askeri roller oynamayı severdi. “Okul bitimindeki son zil oyununda öğretmenden kendisine asker rolünü vermesini istemiş, öğretmen böyle bir rolleri olmayabileceğini söyleyince ısrarla senaryoda ona rol vermekte ısrar etmiş.”
Vahe, savaş başladığında bir yıldır Crakan’da görev yapıyordu. Bir ay süren çatışmalardan sonra, 30 Ekim’de Martuni 2’de bir düşman SİHA füzesi tarafından öldürüldü.
Vahe gibi, vatanımız için canını, sağlığını feda eden onca asker ve kahramanlıkları geçmiş olarak sayamayız. Vahe şiirler yazmıştır ve özellikle şu sözleri herkesi etkiler: “Hatırlanan, hiçbir zaman geçmiş sayılamaz.
“Batı Ermenistan Şehitleri Ölümsüzdür”