1908 Jön Türklerin devrimi Osmanlı İmparatorluğu’nda kana susamış padişahtan kurtulma fikri gittikçe gelişiyordu. Amacı saltanat düzenini yıkmak olan gruplar ortaya çıkıyordu. Yavaş yavaş birleşen bu gruplar, “Jön Türkler” adını alan bir harekete dönüştü. Kısa süre sonra Jön Türkler kendi partileri olan “İttihat ve Terakki”yi kurdular.

1908 Temmuz ayında Jön Türk darbesi sonucunda Sultan İkinci Abdülhamid iktidardan alındı ​​ve 1909’da devrildi.

Jön Türkler, 18. yüzyılda Fransız Devrimi’nin ilan ettiği “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik” sloganıyla arenaya girdi. İmparatorluğun Müslüman ya da Hıristiyan tüm halkları, “Kızıl Sultan”ın devrilmesini sevinçle karşıladılar. İnsanlar, Osmanlı İmparatorluğu tarihinde yeni bir dönemin başladığını düşündüler. Musa Prens’in ifadesine göre, sevinç içinde… Ermeniler, Türkler, Rumlar sokaklarda kucaklaşıyorlardı.” Ancak kısa sürede anlaşıldığı üzere Jön Türkler, önceki padişahlarının zulüm ve katliam politikalarını sürdüren maskeli milliyetçilerdi.

Onlar, imparatorluğun bütün milletlerini asimile edip “saf” bir Türk milleti yaratmanın ideologlarıydılar ve bu fikrin gerçekleşmesi için kitlesel katliamlar karşısında bile durmamak gerektiğini gördüler.

Jön Türk Devrimi’nden sadece bir yıl sonra, Nisan 1909’da Türk milliyetçi unsurları, Adana, Kilikya’da ayak takımını Ermenilere karşı kışkırttı.

Birkaç gün sonra Türk ordusunun da olaya karışmasıyla katliam Adana’dan Maraş’tan Kesab’a kadar Kilikya’nın diğer Ermeni nüfuslu bölgelerine sıçradı. Bazı yerleşim yerlerinde Ermeniler meşru müdafaaya başvurarak kurtulmayı başardı. Katliam ancak bir ay sonra, Ermeniler yaklaşık 30.000 kurban verdikten sonra durdu. Jöntürklerin darbesini coşkuyla kabul eden Ermeniler arasında ilk kez ciddi bir şüphe ve hayal kırıklığı baş gösterdi.

“TC Bitmiş Bir Ülke”