
27 Ocak 1919’da Mustafa Kemal, Konstantinopolis’tedi askeri mahkeme oturumunda Jön Türkler hakkında şunları söyledi: “Bu paşalar, kişisel çıkarlarını güvence altına almak için eşi benzeri görülmemiş, anlatılmaz, akıl almaz suçlar işleyerek ülkeyi bu duruma getirdiler. Onlar her türlü şiddete başvurmuş, tehcir-sürgün ve katliamlar düzenlemiş, bebekleri yakmış, kadın ve kızlara kocalarının ve ebeveynlerinin gözü önünde tecavüz etmişler, çocukları, özellikle de kız çocuklarını ebeveynlerinden ayırmış, Ermenilerin taşınır ve taşınmaz mallarına el koymuşlar, her türlü şiddeti kullanarak Ermenileri Musul’a sürdüler, içler acısı bir duruma getirdiler, binlerce masum insanı denize attılar, insanlara zulmettiler, zorla din değiştirmeye zorladılar, yaşlıları aylarca yürüttüler ve çalışmaya zorladılar, genç kadınları, hiçbir ulusun tarihinde görülmemiş iğrenç haremlere attılar.”
Şubat ayında, savaş sırasında işlenen suçlarla ülkeyi yıkıcı bir savaşa sürüklemekle suçlanan Jön Türk liderlerinin davası başladı. Öne sürülen suçlamalar arasında Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilere karşı katliam düzenlemek ve uygulamak suçlaması da vardı. Ancak Jön Türklerin bazı liderlerine verilen ceza, savaşın sonunda ülkeden kaçmayı başardıkları için “kaçak” niteliğindeydi. 5 Temmuz’da Jön Türk paramiliter liderlerinin kararı yayınlandı; buna göre 31 suçludan 4’ü (Talat, Cemal, Enver ve Nazım) idam cezasına, geri kalan 27’si ise çeşitli yıllar hapis cezasına çarptırıldı.
“ARMENOSİD’i Unutma, Unutturma”