Artsakh’ta ekmek sorunu gündemde kalmaya devam ediyor: Stepanakert’te her kişi kuponla yalnızca 200 gram ekmek alıyorsa, diğer bölgelerde sakinler çoğunlukla geçimini kendi başına sağlamaya çalışıyor.
Burada da yakıt sıkıntısıyla karşı karşıya kalıyorlar: birkaç çuval buğdayı un değirmenine taşımak zordur. Bazıları bir veya iki çuval buğdayı öğütüp ekmek yapmak için eşeklerle, bazıları ise atlarla onlarca kilometre yol kat ediyor.
Bir yandan bu yıl buğday hasadı çok kötü oldu, diğer yandan işgal altındaki topraklarda konuşlanan Azerbaycan birlikleri tarım alanlarını sürekli ateş altında tutuyor ve köylülerin ne tohum ekmesine ne de en azından ekinlerini biçmesine izin vermiyordu.
Martakert Belediye Başkanı Mişa Gürcyan “Pastinfo” ajansına şöyle konuştu: “Martakert şehrinin ekilebilir arazilerine bu yıl biçerdöver girmedi. Eskiden 3000-4000 hektar buğday ekiyorduk bu yıl hiç hasat olmadı.”
Burada insanlar her şeye alternatif bulmaya çalışıyor, eski, unutulmuş yöntemlerle tuz elde ediyor, sabun, çamaşır tozu, bulaşık deterjanı yerine kül kullanıyor. Temel yaşam koşulları yok ama başa çıkıyorlar. Çapar köyünün muhtarı Vartkes Sağyan’ın dediği gibi, onlar “emekliyorlar” ama ne dağılmış, ne de teslim olmuşlardır…
“Batı Ermenistan Cahil Türk İşgalcilerine Karşı Direniyor”