27 Eylül 2020’de Demircyan ailesi, 10 çocuğun en küçüğü Adrianna’nın doğum gününü kutlayacaktı. Ancak şafak vakti patlamalar duyuldu: savaş başlamıştı. O gün en büyük çocuklar, Lisagor’da büyükbaş hayvancılıkla uğraşan 40 yaşındaki babaları Seryoja Demircyan’a yardım ediyordu. Diğerleri anneleriyle birlikte Askeran bölgesinin İvanyan köyündeydi.
Demircyanların en büyük kızı 21 yaşındaki Svetlana, ilk başta savaşın yakında biteceğini düşündüklerini ancak durumu görünce 5 Kasım’da Yerevan’a geldiklerini, babasının ise 5 kişiyle Artsakh’ta kaldığını söylüyor: Büyük bir ailenin babası olduğu için askere alınmadı. O, arabasını askerlere yiyecek dağıtmak için kullandı ve bir şekilde yardım etmeye çalıştı. Seryoja durumun istikrara kavuşamadığını anlayınca çocukları Lisagor’dan çıkarmaya karar verdi. Seryoja’nın eşi Gayane’nin iki erkek kardeşi Artuş ve Sasun Toroyan da yanındaydı.
Svetlana şöyle anlatıyor:”3 Kasım günüydü, babamı ve dayımı aradım, ulaşamadım. Sonra annemi aradım, çocukları almaya gittiklerini söyledi, birisi babamı arayıp durumun iyi olmadığını söylemiş,onlar da çocukları almaya gitmiş. Olay yolda meydana geldi. Sadece küçük dayım Sasun’un telefonuna ulaşılıyordu, ama kimse cevap vermedi. 7 Kasım’da kardeşim beni aradı, babamın gelip gelmediğini sordum, onu oradan çıkarmak için gelmesi gerektiğini söyledim, bana babamın gelmediğini söyledi.”
Seryoja’nın kızına göre, esir alındıklarını düşünüyordu: “Aradığımız bir haber yoktu, nerede olduklarını bilmiyorduk, ceset yoktu,… 15 Kasım’da Yerevan’dan Artsakh’a döndük, 17 Kasım’da dayımı aradım, bulduklarını söyledi, o zaman her şey belli oldu.”
Daha sonra Azerbaycanlıların Lisagor yolunda Seryoja’nın kullandığı UAZ arabasını vurduğunu ortaya çıktı. Seryoja, Arthur ve Sasun öldürüldü.
Demircyan ailesi şu anda Askeran ilçesinin İvanyan köyündeki evlerinde yaşıyor. Her 10 çocuktan 8’i ergin değil. Svetlana, babasının en katı ona karşı olduğunu söylüyor.
Svetlana, “Babası olmayan büyük çocuklar için zor, bunu zaten anlıyoruz ama küçükler için durum böyle değil. Sürekli babamı hatırlıyor, onunla konuşuyorlar, minik kardeşim babamın resmini görünce öpüyor, ama anlamıyor. Büyüdükleri zaman onlar için çok zor olacak.
Babam torununu görmedi. Hayatta olsaydı nasıl bir dede olacaktı diye düşünüyorum… 3 kişiyi bir anda kaybetmek zordur. Sürekli onların gülünç sesi ve konuştukları hala kulaklarımda” diye anlatıyor.
Seryoja Demircyan’ın ölüm belgesinde ölüm tarihi 9 Kasım olarak gösterilirken, kurtarma ekipleri cesedini 12 Kasım’da Şuşi-Lisagor yolunda buldu. Seryoja, Noyemberyan ilçesinin Debedavan köyünde toprağa verildi.