Henrik Eloyan görevine 2019 yazında Crakan askeri birliğinin 3’üncü taburunda başladı. Askere alınmadan önce sürücü olarak görev yapmak üzere DOSSAF’ta eğitim gördü ancak görsel sorunlar nedeniyle reddedildi. Annesi, “Askerliğe başladığı yıl, Eylül ayında düşüp omzunu kırdı. Ameliyat sonrasında kısıtlamalarla görev yapmak zorunda kalması ve taburun irtibat subayına ihtiyacı olması nedeniyle Henrik bölüğün irtibat subayı olarak atandı. Askerlerden bazıları, savaş sırasında iletişim cihazını her yere taşıdığını ve bizim bağlantımızı bırakmak istemediğini söylediler” diye anlatıyor.
Henrik, savaşın başlangıcından 7 Ekim’e kadar Crakan’daydı, o gün “Çrikner” denilen bölgede bir top mermisinden şarapnel yarası aldı ve Stepanakert’e, ardından Goris’e, ardından da Sisian hastanesine götürüldü. Henrik, Sisian’dan Yerevan’a nakledildi, birkaç gün evde kaldı, ardından ameliyat olmak zorunda kaldı. Annesinin anlattığına göre, ameliyattan birkaç gün önce Henrik gerekli evrakları almak için tekrar Sisian’a gitmiş ancak ertesi sabah, yani 26 Ekim’de, yarası hâlâ iyileşmeden, Henrik Şuşi Kalesi’ne ve ertesi gün Garmir Şuga-Şekher kavşağına götürülmüş. 22-27 Ekim tarihlerinde Garmir Şuga-Şekher kesiminde şiddetli çatışmalar yaşandı, düşman Şekher köyüne farklı yönlerden saldırıyordu. Köyün savunmasına Drmbon paraşütçü taburu ve öz savunucular katıldı. 27 Ekim’de köyü terk ederler ve düşman Şekher’i ele geçirir. Köyün biraz yukarısında, Garmir Şuga-Şekher kavşağında, Crakan’ın üçüncü taburunun askerleri de dahil Hadrut tümeninin (35-40 kişilik) bir birliği kaldı. 28 Ekim’de düşmanın bölgeyi yoğun bir şekilde bombalaması çok sayıda can kaybına neden oldu. Henrik Eloyan da şehit düşenler arasındaydı. Henrik kamyonun yanında duruyordu. Kamyon vuruldu ve darbenin dalgasından bir tümseğin üzerine atıldı ve hayatını kaybetti. Henrik ile iletişimin kesildiği 28 Ekim’den sonra ailesi, onun hakkında farklı yollardan haber almaya çalıştı.
Ertesi gün babası ve kız kardeşi Savunma Bakanlığına gitti. Kardeşi Liana, Bakanlıkta bir çalışanın haberi olduğunu söylediğini hatırlıyor. Ertesi gün aynı kişi, Henrik’in babasını aradı. Liana babasının yanında şunu duydu: “Oğlunuz şehit düştü.”