Batı Ermenistan hükümeti, zorla yerinden edilen Artsakh halkını, evlerini terk etmeden önce kimlik belgelerini, tüm mülkiyet belgelerinin asıllarını yanına almaya ve Azerbaycan’ın saldırganlığı sonucu hasar gören bina ve yapıların fotoğraflarını çekmeye çağırıyor.
Sonuncular, uluslararası insan haklarını koruma organlarına yapılan başvuru ve taleplerin ardından fiziksel delil ve dava gerekçesi olabilir.
Bakü’nün Artsakh’a başlattığı savaş sonucunda Artsakh’tan zorla sürgün edilerek Doğu Ermenistan Cumhuriyeti’ne gelen kişilerin hukuki “mülteci” statüsü bulunmuyor.
“Mültecilerin Statüsüne İlişkin” Cenevre Sözleşmesi’nin (bundan sonra Sözleşme olarak anılacaktır) 1. Maddesinin (E) Bendi şunu belirtmektedir: “Bu Sözleşmenin hükümleri, ikamet ettiği ülkenin yetkili makamları tarafından o ülkenin vatandaşlığına sahip olmakla ilgili hak ve görevlere sahip olduğu tanınan bir kişiye uygulanmaz.”
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin “Mülteci Statüsü Belirlemeye İlişkin Usul ve Kriterler Klavuzu”nun 144-145. paragraflarına göre: “Bu hüküm, mülteci statüsüne hak kazanan ve kendisine o ülke vatandaşlarına tanınan hakların çoğunun verildiği bir ülke tarafından kabul edilmiş ancak vatandaşlık verilmemiş kişiler için geçerlidir. Onları kabul eden ülke genellikle nüfusun mültecilerle aynı ulusal (etnik) kökene sahip olduğu ülkedir.”
Söz konusu düzenlemeler, yerinden edilmiş kişilerin sosyal açıdan korunmasız durumlarını hiçbir şekilde etkilememektedir; çünkü yerinden edilmiş kişiler, sosyal anlamda “mülteci benzeri durumlardaki kişiler” olarak kabul edilmektedir.
“Batı Ermenistan Barbar Türk İstilacılarına Karşı Mücadelede”