Tarihin tekerrürden ibaret olduğu şeklindeki meşhur söz özellikle şimdilerde bizim için daha anlamlı hale geldi. 2023’te Doğu Ermenistan’ın aralarında profesyonel ve profesyonel olmayan çevrelerde 1920’ye pek çok paralellik kuruluyor. Tarihsel gerçeklerin ayrıntılarına fazla girmeden, 1920 ile 2023 yılları arasında var olan en az üç önemli paralellik ayırt edilebilir:

1. Doğu Ermenistan’ın dış politikadaki yanlış adımları,

2. Türk-Ermeni savaşı,

3. Rus birliklerini beklemesi. 

Ve her şeyin sonu olarak, 2 Aralık 1920’de Aleksandropol aşağılayıcı Antlaşması ve 21 Eylül 2023 deki aşağılayıcı açıklaması. 

Bütün bunların sonucunda Kafkas Ermenistanı bir diğer adıyla (Rus Ermenistanı) olarak adlandırılan devlet 1920 yılında bağımsızlığını kaybetmiş, tüm dünya tarafından tanınan soykırım yaşayan Batı Ermenistan bir diğer adıyla (Türk Ermenistanı) ise bu dağılmadan etkilenmemiştir.

Ancak 1920 ile 2023 arasındaki paralellikler burada bitmiyor. Belki “şaşırtıcı” bir tesadüf eseri, propaganda alanında da çarpıcı benzerlikler var. Nitekim 1920 yılında Ermeni ordusu ve toplumdaki bazı çevreler, saldıran Türk ordusunun “iyi Türklerin” ordusu olduğunu ve onlarla savaşmaya gerek olmadığını açıkça telkin ediyordu. 103 yıl sonra 2023’te Milletvekilleri kürsüden etnografik şarkıları tehlikeli bulup yine kelimenin tam anlamıyla “iyi Türkler”den söz ederken, Ermeni-Türk “uzlaşma ve diyaloğunu” hedefleyen çeşitli hibe programları hayata geçirildi.

1920 yılının yaz aylarında öyle bir jeopolitik durum oluştu ki Bolşevik Rusya ile Türkiye’nin bölgesel ve jeopolitik çıkarları çok yakındı. Daha üç yıl önce, savaş alanında birbirleriyle savaşan bu devletler ortak bir düşman edinmişlerdi; emperyalistler. Ayrıca emperyalist ülkelere karşı mücadele ve ezilen, sömürgeleştirilen halkların kurtuluşu Bolşevik ideolojinin temeliydi. Kemal, söz konusu tarihsel dönemde Bolşevik ideolojisiyle tamamen örtüşen hareketini aynen böyle sundu. Hem Rusya hem de Türkiye, Batılı güçleri ne pahasına olursa olsun bölgemizden çıkarmaya çalıştı, bu nedenle ikisi de Sevr Antlaşması’nı ve Ermenistan’ın kurulmasını hayati çıkarlarına yönelik bir tehdit olarak gördü.

İki güçlü devletin askeri-siyasi işbirliğini derinleştirmek için Zangezur’dan geçen güvenilir kara iletişiminin gerekli olması, Sovyet ordusunun Garegin Njdeh tarafından kahramanca çabalarla kurulan Dağlık Ermenistan’a saldırısının sebebiydi.

Makalenin tamamını “westernarmeniatv”nin web sayfasından okuyabilirsiniz.

“Batı Ermenistan Barbar Türk İstilacılarına Karşı Mücadelede”