Şuşi nasıl düştü, Şuşi’nin savunması neden başarısız oldu, Şuşi’nin kaybından kimin sorumlu olduğu, şehrin artık Ermeni tarafının kontrolünde olmadığı nihayet nasıl anlaşıldı.

Şuşi’nin düşüşü, tarihten “ders” alma alışkanlığımızın olmadığını bir kez daha kanıtladı.

Şuşi’nin düşmesinden yaklaşık 102 yıl önce yaşanan olaylar bize güzel bir ders gibi göründü ama hayır.

1918 Ocak ayı sonunda Yerznka’nın düşmesinin ardından Türk ordusu, daha önce Rus ordusunun kontrolü altında olan bölgeleri birbiri ardına işgal ederek Karin-Erzurum’a doğru ilerledi. Türk Ermenistanı’nın anahtarı sayılan kudretli kale şehri, 1916 yılında 25.000 kişilik Rus ordusu tarafından Şubat ayının başında ele geçirilmişti.

1918 Şubat ayında çok sayıda Ermeni askeri birliği, çok sayıda mülteci, Yerznka ve diğer yerlerden çekilen Ermeni güçleri Karin’de yoğunlaştı.

Şubat ayının başında Andranik Paşa, Karin’e gönderildi ve kısa süre sonra çoğunluğu Batı Ermenistan’dan gelen Ermenilerden oluşan çeşitli gönüllü ekipler ona katıldı. Şehrin iç durumu istikrarsızdı. Geri çekilmenin genel havası, birliklerin moralinin bozulması, merkezi liderlik ve komuta eksikliği savunma kabiliyetini yok etmişti. Ayrıca Karin’de Vehib Paşa’nın ordusunu sabırsızlıkla bekleyen 25 bin civarında oldukça iyi silahlanmış bir Türk nüfusu da vardı.

 Andranik’in askeri birlikleri kapsamında askeri operasyonlara katılan yazar Vahan Totovents, “Asker Andranik ve Savaşları” adlı kitabında Erzurum’daki durumu anlatıyor.

“Moskova Ermeni Komitesi yetkisiyle buradaydı. Bu yarı siyasi bir yapıydı çünkü birkaç yıldır Karin’de çalışıyordu ve saygınlık kazanmıştı. Komitenin kontrolü altında bakkallar ve askeri birlikler vardı.

Ulusal Konsey buradaydı, Ermenistan Güvenlik Konseyi buradaydı, Torkom alayıyla ve ikili makamıyla buradaydı. Odişelidze son otoritesiyle.

Murad’ın subayları, Kiği kendi alayı komutanıyla, Yerznka’nın alayı kendi komutanıyla, Baberd’in alayı kendi komutanıyla buradaydılar. Bunların hepsi birbiriyle çekişiyor, mücadele ediyor, biri diğerine sevimsiz geliyordu.”

Totovents, Karin’de “çeşitli ve şaşırtıcı otoriteler, gruplar, aşiretler, kendi başına buyruklar” bulunduğunu yazıyor. Özellikle “askeri işlere müdahale etme küstahlığını sergileyen bir öğretmen olan Dikran Ağamalyan hakkında olumsuz konuşuyor. Bu adamın çeşitli pozisyonları vardı: Karin bölgesi valisi, Karin komiseri, Ulusal Konseyin Karin şubesi başkanı vb. Çeşitli kaynaklara göre Dikran Ağamalyan silah ve diğer malların satışıyla da uğraşıyordu.

Aram Amirkhanyan anılarında “Ağamalyan için Türklere 75 kutu Mosin tüfeği ve 60.000 mermi sattığı söylenirdi” diye yazıyor.

Ağamalyan, o günlerde Karin’den ayrılmış olan General Odişelidze ile karanlık mali konularda işbirliği yaptı. Totovents, Odişelidze’nin ayrılırken yanına 5 milyon ruble aldığını yazıyor.

Ağamalyan, Andranik gibi asker olmayan bir kişinin emirlerine uymamaları gerektiğini söyleyerek, Karin’deki askerlere Andranik’e karşı çıkmaya başlar.

Devam edecek…