Rafik Simonyan 25 yaşındaydı ve Ararat bölgesinin Masis şehrinde yaşıyordu. Rafik Simonyan, 28 Kasım 1994’te Spandaryan köyünde doğdu. Doğu Ermenistan Devlet Fiz-Kültür Enstitüsü’nden mezun oldu. Yerevan’ın özel kuvvetlerinde görev yaptı.

Askere girmeden önce genç yaşta boks ve karate yaptı.

Savaşın 2. günü olan 28 Eylül’de Rafik, Spandaryan’da yaşayan arkadaşı Zakhar İskandaryan’ı aradı. Zahar ona seferberlikle birlikte ön saflara çıkacağını söyledi. Rafik arkadaşına katılmaya karar verdi. Sisyan askeri komiserliğine kayıtlıydı, gönüllü olarak cepheye gitti. Ailesine ayrılışını bile bildirmedi. 

Topçu olarak cepheye gitti. Savaş sırasında mücadelenin farklı yönlerindeydi. Topçuları önce Varanda ve Hadrut’ta konuşlandırıldı, sonra Martuni 2’ye, ardından Garmir Şuga’ya çekildiler, savaşın son günlerinde Nngi’de konuşlandırıldılar ve oradan Şuşi’ye ateş açtılar. 

Rafik’in arkadaşları, topçularının en iyilerden biri olduğunu ve tüm hedefleri hatasız vurduğunu söylüyor. Rafik ailesine hiçbir şey söylemiyordu, Rafik genel olarak çok mütevazıydı, yaptıkları hakkında konuşmayı sevmiyordu.

Ailesiyle son kez 6 Kasım’da konuştu. Her zamankinden daha uzun konuştu, şöyle dedi: Kazanacağız, galip döneceğim, her şey yolunda gidecek.

Rafik’in arkadaşı Zakhar, 7 Kasım’da Martuni bölgesine bağlı Nngi köyü yakınlarında bombardıman sonucu aldığı şarapnel yarasından dolayı Rafik’i ölü bulduğunu söylüyor. Şarapnel parçası boğazını delmiş, atardamarını kesmişti. Ambulansla çıkardılar ama hayatı kurtarılamadı.

Refik’in ölümünden sonra Askeran ilçesinin Aygestan köyüne taşınmışlar ve savaşın sonuna kadar orada kalmışlar.

Zakhar, Spandaryan’daki arkadaşının anısına bir anıt taş dikti.

“Batı Ermenistan Şehitleri Ölümsüzdür”