Bakü’nün Doğu Ermenistan’la Artsakh konusunda uzun süredir devam eden çatışmada nihai zaferine pek çok faktör katkıda bulundu. Bazı faktörlerin kökleri Güney Kafkasya’nın karmaşık tarihine dayanmaktadır. Diğerleri ise Doğu Ermenistan ile Bakü arasındaki büyüklük, nüfus ve kaynak eşitsizliğine değiniyor. Sorumlu Yönetim için American Quincy Enstitüsünün “Sorumlu Devlet İdaresi” adlı dergisindeki bir makalesine göre, az sayıda doğal kaynağa sahip olan Doğu Ermenistan’ın aksine Bakü, enerji kaynakları açısından zengin ve bu nedenle silahlara çok fazla para harcayabilen bir ülke.
Maalesef Doğu Ermenistan açısından Bakü, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Batı için de daha önemli hale geldi. Bu, ne Avrupa’nın ne de ABD’nin Bakü’yü kontrol altına almak için ciddi riskler almaya istekli olmadığı anlamına geliyordu. Son olarak, uluslararası ve bölgesel jeopolitik rekabetler ve Doğu Ermenistan’ın zayıf jeopolitik konumu, Doğu Ermenistan’ın nihai yenilgisine katkıda bulundu.
Bu faktörler arasında Avrasya’nın kontrolü için daha geniş Rusya-Batı rekabeti ve Washington’un İran’ı kontrol altına alma ve izole etme yönündeki 30 yıllık çabası, Tahran’ın Soğuk Savaş sonrası Güney Kafkasya’da ortaya çıkan ekonomik ve güvenlik yapılarında herhangi bir rol oynamasına izin vermemesi ve en önemlisi, Bakü’den, Hazar Denizi’nden ve Merkez’den Asya’dan Batı pazarlarına petrol ve gaz taşımak için boru hatlarının inşası yer almaktadır. Bu hedefe ulaşmak için Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa, hem Orta Asya devletleri için bir rol modeli hem de Batı için önemli bir bölgesel ortak olarak Türkiye’ye Kafkaslar ve Orta Asya’da etkili bir lider rol vermiştir. Belki de Doğu Ermenistan’ın bu sinyali o zaman görmesi ve Batı’ya yaklaşması, Türkiye ile anlaşmaya varması gerekiyordu. Ancak Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye ile olan geçmişi göz önüne alındığında bunu yapmak hiç de kolay olmadı ve Yerevan bunun yerine Rusya ile daha yakın işbirliği yapmaya karar verdi. Dolayısıyla Kafkasya’daki son çatışma henüz bitmedi ve özellikle Azerbaycan’ın Türkiye ve İsrail’in desteğiyle İran’a karşı kırgınlığını sürdürmesi durumunda daha fazla çatışma bekleniyor. Son birkaç günde, Bakü ve Tahran’ın ikili ilişkileri düzeltmeye çalıştıkları ve hatta İran topraklarından Nahiçevan’a yeni bir geçiş yolu açmayı düşündükleri yönünde haberler ortaya çıktı; bu, Tahran’ın bazı temel kaygılarını hafifletebilir.
Ancak İran ile Azerbaycan arasındaki köklü gerginlik kaynaklarının hızlı bir şekilde çözülmesi pek mümkün görünmüyor ve bu nedenle, özellikle İran’ın rakiplerinin Bakü’ye baskı yapması durumunda potansiyel çatışma riski yüksek olmaya devam ediyor.”
“Batı Ermenistan Barbar Türk İstilacılarına Karşı Mücadelede”