Bakü ve Ankara, Batılı müzakere platformlarına karşı Tahran’ın Güney Kafkasya’da öne sürdüğü “3+3” formatını destekliyor. İran İslam Cumhuriyeti’nin politikası her zaman sorunun bölge ülkeleri arasında diyalog yoluyla çözülmesini hedeflemiştir. 

Artsakh’taki 44 gün savaşından önce bile Tahran bunu sadece Artsakh bağlamında değil, diğer bölgesel çatışma ve sorunlar bağlamında da defalarca dile getirmişti. Bu formatta sadece 1 toplantı yapıldı, ekonomik ve iletişim engellerini ortadan kaldıran konular gündeme alındı, ancak siyasi konular gündeme alınmadı. 

İranlı uzman, İran liderliğinin Tahran’da düzenlemeye çalıştığı 2. toplantının gündeminin henüz bilinmediğini vurguladı. İran tarafı siyasi konuların tartışılmasını istiyor ancak asıl sorun Türkiye, Bakü ve Rusya yetkililerinin de aynı şeyi isteyip istemeyeceği ama gerçeklere baktığımızda ise böyle bir istekleri yok. Öte yandan Bakü son dönemde Batılı müzakere platformlarından uzak duruyor ve bölgesel sorunların bölge ülkelerinin katılımıyla çözülmesi gerektiği fikrini destekliyor. Artık Bakü ve Ankara’nın kendilerine faydası olmayan diğer Batılı formatları etkisiz hale getirmek için “3+3” formatını öne sürmeleri ihtimal dışı değil. Benzer bir durum 2020’de Ankara ve Bakü’nün Minsk Grubu formatına aykırı hareket etmesiyle de yaşandı. “Onlar için bu, başarısız olmak istediklerinde veya diğer formatları arka plana itmek istediklerinde bir yedekleme seçeneğidir.”

İran’ın her zaman arabulucu rolü oynamaya çalıştığını hatırlamakta fayda var.

İran İslam Cumhuriyeti’nin faaliyetlerine rağmen diğer aktörler bu arzuyu paylaşmıyordu. Sadece Ankara ve Bakü’den değil, istisnai bir arabuluculuk rolü oynamaya çalışan Moskova’dan da bahsediyoruz.

İsrail ile Hamas arasındaki askeri operasyonlar bile İran’ın dikkatini Güney Kafkasya’dan önemli ölçüde uzaklaştıramayacaktır. 2020 yılına kadar ise savaş sırasında Tahran bölgeye daha az ilgi gösterdi ancak şimdi durum çarpıcı biçimde değişti.

İran diğer yönlerde ne kadar meşgul olursa olsun Artsakh ve Syunik’i gözden kaçırması pek olası değil. Ayrıca İranlı uzmanlar topluluğu, Filistin olaylarını bölgemizle ilişkilendirerek bunun Ankara ve Bakü’ye bir mesaj olduğunu belirtiyor. Güney Kafkasya’da da aynı direniş onları bekliyor. İran’da 2022 yılında yaşanan kitlesel protestolara rağmen ülke yetkililerinin Azerbaycan sınırında askeri tatbikatlar yaparak “nabzını tuttuklarını” bir kez daha gösterdiğini hatırlamakta fayda var.

Bu harita, Ankara’nın bir gün Doğu Ermenistan’ı fethetmesi durumunda İran’ın başına neler geleceğini anlatıyor. Bildiğimiz gibi Türkmenistan, Afganistan ve Pakistan Türkiye’nin müttefikidir. Bu dikkate alındığında, Türkiye’nin bir anda Doğu Ermenistan’ı ele geçirmesi durumunda, çok hızlı bir şekilde tüm Kafkasya’yı ve Orta Asya’yı etkisi altına alacağı ortaya çıkıyor.

“Batı Ermenistan Barbar Türk İstilacılarına Karşı Mücadelede”