Boğos Nubar Paşa Konferans oturumuna davet edilmedi, ancak Aharonyan’ı bırakarak İngiliz heyetindeki tanıdıklarının yanına koşuyor, sorunu telefonla Pişon’a sunan İngiltere Dışişleri Bakanı Balfour ile tanışıyor. 26 Şubat 1919’da Aharonyan ve Boğos Nubar Paşa, Paris Barış Konferansına katılıyor. 

“Paşa bana önce kimin konuşması gerektiğini sordu: O mu yoksa ben mi?” Önce ben konuşursam iyi olur dedim. Boğos Paşa’nın kabul etmesine şaşırdım. Şüphesiz son konuşmaya özel bir önem veriyor, bunun konumuna ve yaşına daha uygun olduğunu belirtiyor. Birçok kez şunu fark ettim: Onun sözleri şöyle: Küçük roller daha önce sunulacak” diye yazıyor Aharonyan.

Konferansta Avetis Aharonyan, Ermeni halkının Birinci Dünya Paylaşım Savaşı’na katılımını anlatıyor. Boğos Nubar Paşa, esas olarak Ermeni Lejyonunun savaş yoluna, Filistin Savaşı’na katılımına ve General Allenby’ye övgüye odaklanıyor.

Ermeni temsilciler, hazırladıkları, Ermenistan’ın sınırlarının belirtildiği ve manda konusunun da vurgulandığı muhtırayı Konferans üyelerine dağıttı. Ermenistan’ın en az 20 yıl boyunca Müttefiklerin veya Milletler Cemiyeti’nin ortak mandası altında tutulması gerekirdi.

Yürütme erki için zorluklar yaratan Paris müzakerelerinin gidişatı hakkında Ermenistan’da çok az bilgi vardı. Esas olarak güvenilirliği şüpheli olan basın yayınları dağıtıldı. Bu koşullar altında Doğu Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Gürcülere, Azerilere ve İngilizlere karşı pozisyonunu netleştiremedi. 6 Mart 1919’da Sirakan Dikranyan, Aharonyan’a Tiflis’ten bir telgraf çekerek Transkafkasya’da yaşanan olaylar hakkında bilgi verdi. Aynı zamanda mümkünse Paris Konferansı’ndan ayrıntıları istedi.

“Burada bilgiden çok mahrumuz, son bir iki ayda Paris’te olup bitenlerden haberimiz yok. Çeşitli gazetecilik haberlerine önem vermek istemiyoruz. Çoğunlukla ya karışıktır ya da tamamen yanlıştır ve uydurmadır. Ermenistan konusunda henüz bir karara varılmadıysa, hazırlık niteliğinde varsayımsal projeler yok mu? Hangi devletlerin “adaylığı” sorunu var? İngiltere mi, Amerika mı, Fransa mı?

İngiltere’nin Ermenistan’ın “mandası” olmayı reddettiğini, ancak Gürcistan ve Bakü’nün hamisi olmaya istekli olduğunu söylüyorlar.

Bazıları Fransa’nın Kilikya’yı Ermenistan’a bırakmayı kabul ettiğini söylerken, bazıları ise tam tersini söylüyor. İngilizler daha “mütevazı” bir plandan yana olduklarını gösteriyor: Kilikya’sız Ermenistan.”

Paris’ten cesaret verici bilgiler gelmesine rağmen, çoğu kişi Ermenistan’ın tamamı etrafında yaratılan coşku konusunda temkinli davrandı, çünkü Ermenistan’da kaderi hala bilinmeyen birçok “tartışmalı” bölge vardı.

“Batı Ermenistan Şehitleri Ölümsüzdür”