Azerbaycanlı kullanıcılardan birinin internette yayınladığı videolardan işgal altında bulunan Hadrut bölgesindeki Kavakavank manastır kompleksi topraklarında inşaat çalışmalarının yürütüldüğü görülüyor.
12-14 Ekim 2020’de Kavakavank çevresinde yoğun çatışmalar yaşandı, bölge top atışlarına maruz kaldı. Azerbaycan ordusunun kiliseyi askeri üs olarak kullanması sonucu yapının süslemeleri ve Ermenice kitabeleri önemli ölçüde hasar gördü veya yok edildi. Bu videolar ortaya çıkana kadar kilisenin 44 gün savaşı sonrasındaki durumuna ilişkin herhangi bir bilgi bulunmuyordu.
Videodan kilise ve çevresinin düşman bombardımanından büyük zarar gördüğü, çöken kısımların olduğu, düşen ve etrafa saçılan taşların olduğu, çatının hasar gördüğü görülüyor. Bu hasarlar 2020 savaşından önce yoktu. Ayrıca videodan da anlaşılacağı üzere kiliseyi askeri üs olarak kullanan askerler, kilisenin farklı yerlerine onlarca Azerice yazı bıraktılar. Bölgeyi özgürleştiren özgürlük savaşçılarının anısına 1995 yılında kilisenin yanına kurulan haçkar ortadan kayboldu. Haçkar’ın Azerbaycan ordusu tarafından yok edilmiş olması çok muhtemel. Azerbaycan tarafının haçlara, haçkarlara, çeşitli anıtlara ve bu tarafta inşa edilen yeni kiliselere karşı 1994 yılından bu yana büyük tavrını gizlemediğini de belirtelim. Azerbaycan tarafının kilisenin çevresini tesviye ettiği ve hafriyat yaptığı videodan görülüyor. Videoda görülen donanımlara bakılırsa kiliseye yeni asfalt yol yapılıyor. Kilisenin içindeki ve verandadaki çalışmalar ise daha endişe verici. Videoya bakılırsa veranda önemli ölçüde hasar görmüş, süslü pervazlar neredeyse yok olmuş. Ve elbette Ermeni ortamında Ermeniler tarafından 1742 yılında inşa edilen ve Ermenice yazıtlar taşıyan kilisenin kilise olarak adlandırılması ucuz propaganda hilesi. Lahey’in 1954 tarihli “Silahlı Çatışma Durumunda Kültürel Değerlerin Korunması Hakkında” hükmüne göre şunu belirtmek gerekir. Sözleşme ve eki, 1954 ve 1999’da Protokollerde, sözleşmeyle tanımlanan kültürel değerlerin askeri amaçlarla kullanılması yasaktır. Lahey 1999 İkinci protokolün 6. maddesi, kültürel değerlerin askeri objelere dönüştürülmesini veya bunları yok olma veya zarar görme tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak amaçlarla kullanılmasını yasaklıyor. İkinci protokolün 15. maddesinin c ve d bentlerine göre ise böyle bir eylem savaş suçu niteliğindedir. Kültürel miras askeri amaçlarla kullanıldığında, yukarıdaki sözleşmede tanımlanan ek korumadan yoksun kalır ve sivil bir nesne haline gelir.
“Batı Ermenistan Barbar Türk İstilacılarına Karşı Mücadelede”