Geçtiğimiz gün pazarlamacı, iş insanı ve Doğu Ermenistan Tarım Bakanı’nın eski danışmanı Harutyun Mnatsakanyan, mikroblogunda oldukça fazla tartışmaya neden olan bir hikaye paylaştı.
Mnatsakanyan, 13 Eylül’deki muharebe operasyonları sırasında ateşkesin olduğu ve cenaze değişimi yapmak zorunda kalınca Azerbaycanlı komutanlardan birinin tarafımızın temsilcisine yaklaştığını, 4 askerin cenazesini göstererek ve şunları söyledi: “Kimlik tespit edildikten sonra Bu adamlardan hak ettiğiniz kadar saygı duyacaksınız, dört kişi birkaç düzineden oluşan ordumuza karşı sonuna kadar savaştı, tarafımızın üssü alamadığını görünce mümkün olan tüm topçu ve SİHA araçlarını kendilerine doğru kullandılar. Kalktığımızda sadece dört kişinin olduğunu görünce böyle bir şeyin mümkün olabileceğine inanamadık. Ben bizzat onların vücutlarının önünde saygı duruşunda bulunma şerefine eriştim ve şahsi silahımdan dört mermi çıkarıp göğüslerine koydum.
Mnatsakanyan, Ermeni tarafının 200’den fazla şehit için bir gün bile yas ilan etmediğini kaydetti. Gagik Aruşanyan da aynı “Kahraman tablosundan” bahsetti. Aruşanyan, oğlu Aruş’un arkadaşlarıyla birlikte İşhanasar’a ulaştığını ve ertesi gün öğleden sonraya kadar o çocukların nasıl savaş verdiğini gördüğünü, makineli tüfekle savaş veren çocuğun en son ölen kişi olduğunu söyledi. Gagik Aruşanyan, o kahraman çocukların gece boyu ve ertesi gün öğleden sonraya kadar bir dakika bile durmadıklarını, Aruş’un arkadaşlarıyla birlikte geçip yardıma ulaşmak istediklerini, ancak mevzinin dört taraftan ateş altında olduğunu ve ulaşamadıklarını anlattı. Çocuklar, kahramanca düştüler, o mevzide kullanılmayan böyle bir silah yoktu ama sonuna kadar savaştılar ve kahramanca düştüler.
Gagik Aruşanyan, şehit düşen çocukların hiçbirinin adının yazılmadığını ve onurları için şeref sözü söylenmediğini kaydetti.
“Batı Ermenistan Barbar Türk İşgalcilerine Karşı Mücadelede”