Antik genetiğin önde gelen yazarları Joseph Lazaridis ve David Reich’ın çok ilginç bir dizi makalesi bir zamanlar Science dergisinde yayınlanmıştı.
Makale dizisine “Güney Irkının Genetik Tarihi: Batı Asya ile Avrupa arasında bir köprü” adı verildi.” Makale dizisinde Reich ve Lazaridis, Hint-Avrupa öncesi dilin daha önce düşünüldüğü gibi bozkırdan değil, Ermeni dağlık bölgelerinden kaynaklanmış olması gerektiği sonucuna vardılar.
Bu çalışmalar dizisi Türk bilim insanlarının Van (Tuşpa) Urartu DNA’sı üzerine çalışmalar yayınlamasına yol açtı.
Western Armenia TV, Urartu krallığının merkezi olan Van’ın DNA’sının Ermenilerle birebir örtüştüğünü defalarca dile getirdi. Ancak Urartu kalıntıları üzerinde yapılan çok sayıda kazıya rağmen Türk yetkililer genetik verileri açıklama konusunda isteksiz. Ancak o “gürültüden” sonra nihayet başardılar. Urartu dönemine ilişkin beş araştırma makalesi hazırladılar. Sonuçlar beklenenden daha etkileyici oldu.
Van Urartularının günümüz Ermenilerinden hiçbir farkının olmadığı yapılan çalışmalarda açıkça görülmektedir.
Çeşitli Orta Doğu popülasyonlarını gösteren yukarıdaki PCA grafiğinden görebileceğiniz gibi, antik Vanlı Urartuları modern Ermenilerden ayırt etmek imkansızdır.
Özellikle Urfa, Karin ve Gesaria (Küçük Hayk’ın eski adı Mazhak) Ermenileri, Van’ın Orta Urartularına çok yakındır.
Şunu da belirtmek gerekir ki, günümüz Ermenileri hiçbir antik nüfusa Van Urartuları kadar yakın değildir. Bütün bunlar, genetik tartışması söz konusu olduğunda Urartuların yalnızca Demir Çağı Ermenileri olduğuna dair şimdiye kadar hiçbir şüphenin olmaması gerektiğinin yadsınamaz bir kanıtıdır.

Bu sonuçları, farklı grupların birbirlerine olan genetik mesafesini görebildiğimiz PCA Vanlı genetik hesaplayıcısını kullanarak da doğrulayabiliriz. Sayı ne kadar düşük olursa genetik olarak o kadar yakın olurlar.
“Batı Ermenistan Barbar Türk İstilacılarına Karşı Mücadelede”