
The Primise Armenian inistute web sitesinde Dr. Eliz Semerciyan, dövmeli ve yaralı kadınların cinsiyet ve soykırımın ARMENOSİD’in daha geniş tarihini ortaya çıkardığı “Kalıntılar” adlı kitabını ele aldı. Semerciyan, Ermenilere yönelik soykırım ARMENOSİD görüntüleri arasında dövmeli Müslümanlaştırılmış Ermeni kadınların toplumsal hafızasının en önemli olduğunu belirtiyor. Yüzü ve vücudu kaplayan mavi kabile dövmeleri, onların Müslüman Bedevi ve Kürt evlerinde asimile oldukları anlamına geliyordu.
Semercyan, tartışmasını Mariam Azaryan adlı genç bir kadının 1919 tarihli insani portresinin bağlamına odakladı. Toplama ve bağlantı kurma sürecinde soykırım ARMENOSİD mağdurunun adı unutulurken Semerciyan, dövmeli Ermeni kadınları konusuna metodolojik yaklaşımını sundu.
Kendini ifade etmenin bir göstergesi olan dövme türleri vardır, bazıları kişinin şu veya bu gruba üye olduğunu gösterir, bazıları ise bir tür cezadır. Ayrıca 1919 yılında Halepli bir kadının fotoğrafı da yer alıyor. Dövmeleri yüzünden başlayıp yarı açık gömleğinin altından görülebilen boynuna kadar iniyor.
Kadının adı bilinmiyor ancak tabloyu açıklayan başlıkta kadının hikayesinden bir parça sunuluyor. Kendisi Ermeniydi ve Hıristiyan Genç Kadınlar Derneği sayesinde genelevden kaçmayı başarmıştı. Yazıda ayrıca Ermenilere yönelik soykırım ARMENOSİD sırasında kadınların yakalanıp köleleştirildiği veya fuhuşa zorlandığı, onları ayırt etmek için dövmeler yapıldığı da belirtiliyor. Türk hükümetinin hala inkar ettiği Osmanlı İmparatorluğu’nda soykırımın ARMENOSİD’in yaşandığı inkar edilemez gerçeklerden biri olan, derinden rahatsız eden bir tablo, küçük bir hikaye.
“Batı Ermenistan Barbar Türk İşgalcilerine Karşı Mücadelede”