BATI ERMENİSTAN – Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilen ve camiye çevrilen Trabzon’daki Ayasofya Müzesi’ne ilişkin mahkemeden önemli bir karar çıktı. Trabzon İdare Mahkemesi’nin bilirkişi raporlarını dikkate almayarak reddettiği davada, Mimarlar Odası’nın itirazı kabul edildi ve projelerin onayına ilişkin Koruma Kurulu kararı üst mahkemece iptal edildi.

Trabzon’daki Ayasofya Müzesi’nin cami olarak kullanılmasına dönük projelere karşı başlatılan yargı sürecinde önemli bir karar çıktı.
Mimarlar Odası tarafından 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na, Koruma Yüksek Kurulu İlke Kararlarına ve altına imza atılan uluslararası koruma ilkeleri arasında yer alan Venedik Tüzüğü’ne aykırı idari işlem ve kararlara ilişkin Trabzon İdare Mahkemesi’nde açtığı fakat bilirkişi raporları dikkate alınmayarak reddedilen davaya ilişkin itiraz bir üst mahkemede görüşüldü.
İtiraz üzerine durumu değerlendiren ve kararını açıklayan üst mahkeme, müzenin cami olarak kullanılmasına dönük İl Koruma Kurulu’nun onayladığı projeleri iptal etti.

“EN UYGUN ÇAĞDAŞ KULLANIM ŞEKLİ MÜZE”
Kararın ardından TMMOB Mimarlar Odası tarafından karara ilişkin yapılan yazılı açıklamada şunlar belirtildi:
“Ülkemizin kültürel çeşitliği ve zenginliği bakımından önem taşıyan, bölgenin ve Trabzon’un geçmişinde önemli bir yere sahip anıtsal yapı için en uygun ve çağdaş kullanım şekli müze olarak varlığını sürdürmesidir.

DUYARLI KESİMLERE VE SORUMLULARA ÇAĞRI
Bu bağlamda Mimarlar Odası olarak; insanlığın mirası olan tarihi eserin sanatsal ve simgesel değeriyle korunarak ziyaretçilere açık olması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Mahkeme kararının uygulanarak yapının yeniden müze işlevine kavuşturulması, kültür mirasının korunması için duyarlı tüm kesimleri ve sorumluları harekete geçmeye çağırıyoruz. Sahip olduğumuz mesleki uzmanlık kapsamında, zarar gören mimari ve kültürel mirasın korunması için katkı ve yardımlarımızı sunmaya hazır olduğumuzu değerli kamuoyumuzla paylaşıyoruz.”

NE OLMUŞTU?
İnşa edildiği 13. yüzyıldan günümüze kadar özgünlüğünü koruyan yapı, 1964 yılında müzeye dönüştürüldü. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 2013 yılında Kültür Bakanlığı’na açtığı dava sonucunda ise müzenin kontrol ve idaresi Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne geçmiş, bu tarihten itibaren de müze cami olarak kullanılmaya başlanmıştı.

Hatırlatalım ki, 29 Aralık 1917 tarihinde, Sovyet Rusya’nın Halk Meclisi Konseyi tarafından kabul edilen “Türkiye Ermenistan’ı Hakkında”ki (Batı Ermenistan) kararnameyle Ermenilerin tam bağımsızlığa kadar varabilecek kendi kaderini tayin hakkını tanıdı. Batı Ermenistan’ı ayrıca 19 Ocak 1920 tarihinde Paris Konferansında Müttefik Devletler Yüksek Konseyi de facto ve 11 Mayıs 1920 tarihindeki San-Remo Konferansı sırasında ise bağımsız ve egemen bir devlet olarak de jure tanındı.
Sınırları, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Woodrow Wilson tarafından 22 Kasım 1920, Bitlis, Van, Erzerum ve Trebizond illeri dahil, tarihinde çizilmiş olmasına rağmen, Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BMT) bunu Türkiye’nin işgali sebebiyle tanınmaktadır.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BMT) bunu Türkiye’nin işgali sebebiyle tanınmaktadır.
Batı Ermenistan Devleti, Türkiye tarafından esir alındığı için “BMT” tarafından tanınmadığını zorunlu olarak hatırlatırız.
1894’ten 1923 yıllarına kadar Batı Ermenistan’ın işgal altındaki topraklarında yerli otokton Ermeni halkı üç Türk hükümetleri tarafından Soykırıma uğratıldığın da ayrıca hatırlatırız.